LGBT hareketi başta çocuk ve gençler olmak üzere toplumların tüm kesimleri için büyük bir tehdit haline geldi. Bu sapkınlık, Türkiye karşıtlığıyla bilinen uluslararası dernekler ve küresel sermayeler tarafından finanse ediliyor. Aile ve toplum yapısını hedef alan bu oluşum, gelecek nesilleri de sapkınlığa yönlendiriyor.
Malatya İl Müftüsü Veysel Işıldar, bu çirkin yapılanmanın içinde bulunan, davranışı tercih eden, sempati ile bakan, doğrudan veya dolaylı şekilde destek verenlerin Allah’ın hükmüne ve takdirine, aynı zamanda bir isyan, bir başkaldırı içerisinde olduğunu söyledi.
Yaradılış fıtratında insanların erkek ve kadın olarak yaratıldığını belirten Işıldar, ”Ülkemizi, milletimizi bütün gönül coğrafyamızı tehdit eden, İslam âlemini hatta bütün insanlık alemini tehdit eden bir yapılanma, bir tehlike var. Ben ismini bile söylemek istemiyorum. İnsanlığın karşılaşmış olduğu çok büyük bir tehlikeden bahsediyoruz. Tabi ki bunun arkasında olan, bunu destekleyen bir takım yapılanmalar, bunların siyasal ve konjüktürel anlamda amaçları, dünya siyaseti anlamında analizleri yapılıyor. Bizler bu durumu dini açıdan ele alırsak, bu yapılanmalara sempati ile bakmak, bunları bir şekilde doğrudan veya dolaylı şekilde hoş görüp ve desteklemek dinin değerlerine de aynı zamanda karşı koymak demektir. İnsanı yaratan Allah’tır. İnsanın her zerresinden her hücresine, ruhundan varlığına kadar her şeyini yaratan Allah’tır. Allah’ın yarattığı her şey fıtrat üzeredir. Allah’ın yarattığı şeyde bir değişiklik göremezsin. Allah onu öyle planlamıştır. Erkeği erkek olarak, kadını kadın olarak planlamıştır. Yaratılan her canlı ilahi bir plan ve program çerçevesinde yaratılmıştır. Bahsettiğimiz konu haddizatında sadece günümüzün konusu değildir. Tarihteki birçok kavimlerin sapkınlığı, azgınlığı yüzünden Allah’ın o toplumları helak etme, bu fıtrattan sapan bu insanların ilahi bir ceza ile cezalandırdığını görüyoruz. Bunları helak olduğunu da görüyoruz. Allah’ın yarattığı fıtrata aykırı davranış sergilemekte ısrar ettikleri için. Böyle davranış içinde olanlar, böyle davranışı tercih edenler, sempati ile bakanlar, doğrudan veya dolaylı şekilde destek verenler şunu iyi bilmelidir ki, Allah’ın hükmüne ve takdirine aynı zamanda bir isyan, bir başkaldırı içerisindedirler. Bu çok çirkin bir olgu. Sosyal medya başta olmak üzere farklı mecralarda bu olgunun gençlerimize iyilik olsun, konforlu olsun, mutlu şekilde yaşasınlar diye kurulduğu algısı oluşturuluyor. Onlara dayatılan, diretilen veya onlara sosyal medya mecraları ile gösterilen bu durum fıtrat ile oynamaktır.” Dedi.
“AİLEYİ ANCAK İSLAM KORUR”
Bu yapılanmaya karşı ailelerin çocuklara küçük yaşlarda milli ve manevi değerlerin benimsetmesi gerektiğine değinen Işıldar, ”Ailelerin vazifesi hem kolay hem zor. Çocukların 4 yaşına geldiğinden itibaren milli ve dini değerlerin benimsetirlerse, çok büyük bir kısmını halletmiş olurlar. Bu değerlerle eğitilen bir çocuk yarın karşılaşabileceği bu tür empozeler, yanıltmalar, kendilerine cazip gösterilen alanlara pirim vermesi kolay olmayacak. Milletimizin, devletimizin istikbali olan evlatlarımıza gelin konuşma çağına geldiklerinde güzel şeyler öğretin. Onları fıtrata uyun yetiştirin. Allah’ın ismini, kuranı öğretin, namaz kılmalarını öğretin ve namazı kıldırın. Eğitim bilimciler bir çocuğun şahsiyeti ve kimliğinin 7 yaşına kadar olan çağda yüzde 70 oluşuyor. 10 yaşına kadar ortalama yüzde 100 oluşuyor. Öyleyse bir annenin ve babanın vazifesi onlara güzel bir isim vermekle başlıyor. Ondan sonra Allah’ı ve dini değerleri öğretmesi anne ve babanın vazifesidir.” Diye konuştu.
“PİŞMANLIKLARI DUYURMUYORLAR”
Çirkin yapının tuzaklarına çektiği binlerce gencin pişmanlıklarından bahsetmediğini vurgulayan Müftü Işıldar, ”Bizim dezavantajlı durumumuz gençlerin bilinçsiz bir şekilde, eğitilmemiş şekilde o alanlara yönelmesidir. Bu kirli yapıların içerisine girip kendisi ile şahsiyeti ile yüz yüze gelip çok pişmanlık duyan yüzlerce, hatta binlerce insan var. Ama bunlar bu pişmanlığı, nedameti aynı şekilde bu kirli yapının pazarlama tekniğini gösterdiği gibi pişman olanların pişmanlığı da maalesef bu mecralarda gösterilmiyor, tanıtılmıyor. Ta ki iş işten geçtikten sonra, başka türlü sapkınlıklar meydana geldiğinde farklı bağımlılıklar meydana geliyor. Tabiri caizse insanı insan olmaktan çıkartan bir durum ile karşı karşıya geliyor.” İfadelerine yer verdi.
“ONLARI DIŞLAMAYIN ÖĞÜT VERİN”
Tüm dünyada salgın gibi yayılan bu çirkin yapılanmanın tuzağına düşen gençlere ve çocuklara tatlı bir dille bu durumun yanlış olduğunun anlatılması gerektiğini, pedegog ve psikolog desteğinin verilmesi gerektiğini söyleyen Müftü Işıldar, ”Bu çirkin yapılanmanın hedefi bu milletin, bu toplumun değerlerini hedef almaktır. Kaleyi içten çökertmek için yapılan sinsi bir yapılanmadır. Nasıl ki terör, uyuşturucu ve diğer yıkıcı faaliyetler bir toplumu yıkmak için sinsice planlanıyorsa, bu da aynı amacın kol faaliyetlerinden biridir. Bunların hepsi beraber yürüyor. Bu milletin değerlerinin içini boşaltma maksadı taşıdığı apaçık bellidir. Ailelerimiz bu noktada hassasiyet gösterirlerse bu noktada başarılı olmaları mümkün değildir. Aileye çok büyük görev düşüyor. Ailenin eğitmediği, öğretmediği bir çocuğu sokaklar terbiye eder. Bu yapıların içine düşmüş kardeşlerimize de ben şunu tavsiye etmek lazım. Yaptıklarının yanlış olduğunu onlara anlatma gerekiyor. İterek, başkalaştırarak onlara yardımcı olamazsınız. Veya kamplara ayırmak suretiyle o insanlara faydalı olmayacağımızı düşünüyorum. Onları da güzel bir nasihata, bu konudaki bir eğitim uzmanına, belki bir pedegoga, psikoloğa ihtiyaçlarının olduğunu da dikkati nazardan kaçırmayalım. Kazanmak için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Hangi noktada hataya düşmüş insan olursa olsun, onları başkalaştırarak, onları dışlayarak değil kuşatıcı bir şekilde tatlı bir şekilde anlatmanın İslam’ın bir emri olduğunu unutmamız gerekiyor.” Sözlerini kullandı.
****EBUBEKİR ATİLLA-ÖZEL HABER
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.