Toplumu ayakta tutan bütün ortak değerler, paramparça olur.
"Güvenmek için kayıtsız şartsız dürüstlük gerekir, dürüstlük olmayınca Dünyanın en güzel duygusu olan " güven duygusu kaybolur, huzur ve barış bozulur. “İnsanlar uyumlu ilişkiler kuramaz” ve bir arada güven içinde yaşayamaz.
Sevmekten daha önemli olan “güven “duygusunun olmadığı yerde “adalet, eşitlik, özgürlük ve dürüstlük gibi temel erdemler olmaz. Ahlaki değerler yok olur. Bunu da “karaktersiz” insanların tutarsız ve istikrarsız davranışları meydana getirir.
İnsan ilişkilerinin zayıfladığı günümüzde ihtiyaç duyulan en önemli duygu insanın yaşamını sağlıklı bir toplum yapısı içinde sürdürmesi için “güven duygusuyla” olur. Her şeyin üstesinden gelen “güven” duygusunun kaybolduğu yerde yaşayanlar da birbirine güven duymadan yaşar.
Güven duygusunun kaybolduğu yerlerde çalışma ortamında ki ilişkiler bozulur verimlilik düşer, bireysel özellikler iyi ve güzel şeyleri yapamaz ve herkesin sağlık düzeni zarar görür. Ne hizmet üretilir, ne iş ortaklıkları sürdürülür, ne dostluklar kurulur, ne de aile beraberliği sürdürülür.
Güven duygusu kaybolunca, insanlar arasında ve toplumda oluşan sağlıklı ve sağlam ilişkileri temelinden sarsar. İnsanlar için gerekli olan en kıymetli duyguları zayıflatır. Sağlıklı ve sağlam ilişkiler için insanların birbirlerine güveni yok eder.
“Güven duygusunun kaybolması, “kayıpların en kötüsüdür.” her türlü sevginin ortadan kalkmasına ve duygusal sorunların çıkmasına yol açar. İnsanlar arasında mesafe konulmasına, iletişimin zorlaşmasına ve anlaşmazlıkların artmasına sebep olur.
İnsanlar, üzüntü ve hayal kırıklığı yaşatır. İnsanların umutlarını, yarınlarını yarı yolda bırakır, başka birine, bir olaya veya bir duruma olan güvenlerini sarsar. Arkadaşlıklarda olsun ilişkilerde olsun güven kaybı halinde samimiyet zedelenir, hiçbir şeyin eskisi gibi olmasını engeller.
Güven duygusunun kaybolduğu yerde ilişkiler sağlıklı ve yapıcı şekilde ilerlemez. Tutarsızlıklar ve istikrarsız durumlar meydana gelir. İnsanlar her olaya ve kişiye şüpheyle yaklaşırlar. Hayattan zevk alacakları, mutlu olacakları ilişkileri kuramazlar.
Güven duygusunun kaybolduğu yerde insanlar, insanlara her türlü sırlarını açamazlar, onlarla iş birliği yapamazlar ve saygı duymazlar. Söylediklerinin ve davranışlarının uyuşmaması nedeniyle, güvensizlik oluştururlar, kaygı ve tedirginlik yaşarlar.
Güven duygusunun, her şeyin üstünde olmadığı yerde insanlar, birbirlerinin yüzlerine karşı değişik konuşur, arkalarından dedikodu yapar. Sevgi, saygı gibi temel değerleri ve insanların birbirlerine bağlılığını ortadan kaldırır.
İnsanlar verdikleri sözde durmadıkları, hatalarını kabul etmedikleri, tutarlı davranmadıkları için, insanlar birbirine inanmaz, dostlukları, sevmeyi ve sevilmeyi bitirir. İnsanlar gergin, huzursuz, keyifsiz, neşesiz tedirgin yaşar.
Güven duygusunun olmadığı yerde, güvenin yapısını oluşturan sevgi, saygı, nezaket, dürüstlük, emanete riayet, ahde vefa, adalet, paylaşım olmaz. Toplumun sahip olabileceği en değerli sosyal sermayeyi yok eder. Toplumsal çözülme başlar.
İnsan ve canlılar için hava, su ve oksijen ne kadar önemliyse toplumlar için de güven duygusu, olmazsa olmazların başında gelir. Güven duygusunun kaybolduğu yerde “toplumsal güven olmaz, sosyal ilişkiler kurulmaz ve ekonomik gelişimi sağlanmaz.
Biz insanlar, kaygılı ve şüpheli yaşamak istemiyorsak “tanıdığımızı zannettiğimiz her insanın içinden mutsuz yaşamamıza sebep olacak başka bir insanın çıkacağını düşünerek hareket etmemiz gerekir”.