Kendilerinin lider olduğunu düşünenler ama lider bile olamayanlar, “Takdir edilmenin ne kadar önemli olduğunu bilmezler ve takdir etmezler.”  Yeni fikirlerin tohumlarını ekenleri ve öne çıkanları kıskanırlar. Takdir edip güçlerine güç katmazlar.  

Toplumun ilerlemesini sağlayan ve her şeyi çok iyi yapanların başarılarını “kıskançlığını aşamayanlar küçültürler.” Başarılı çalışmalarıyla öne çıkanları hak ettikleri kadar takdir etmek yerine hem kötülerler, hem de çalışma ortamlarını bozarlar.

Kıskançlıklarını yenemeyenler, dost, akraba demezler, aynı kurumda ekip halinde ve uyum içinde çalıştığı iş arkadaşlarının yaptıkları işlerle kendilerinin önüne geçmesine yeterli değeri ve desteği vermezler. Kötü davranışlarla itibarsızlaştırırlar.

Yapmak istedikleri şeyleri yapamayanlar, yeteneklerini geliştirerek yaptıkları çalışmalarda başarılı olanları kendilerini geride bıraktıkları için tehdit olarak görürler. Bu kişilerin kim olursa olsun yeni bilgiler öğrenmelerine, kendilerini geliştirerek başarılı olmamalarına engel olurlar.  

 Öz güven eksikliği olanlar, çalışma arkadaşlarının öne çıkmalarına ve tanınmalarına fırsat vermezler.  Yüksek egoları nedeniyle adil davranmazlar, işleri çok beğenilen kişileri, haset ve kıskançlık gibi olumsuz duygulara kapılarak başarılara imza atanları kutlamazlar.

Asil duygulara sahip olmayan, kendine güvenmeyen, bencil ve çekememezlik duygusu olan kimseler, başarılı İnsanların gölgesinde kalmak istemezler. Ürettikleriyle fark yaratan, herkesin saygısını kazanan ve başarılı çalışmalar yapanlara destek olmak, takdir etmek yerine onları kıskanırlar.

Kaybetme korkusuna, sahip olan ve değer bilmeyen yöneticiler, kendi yapamadıklarını yapan işine aşık ve beklenenin üstünde çalışan kimselerin yaptıklarına değer vermezler ve sağladığı iyilikleri görüp takdir etmezler. Oysa, çalışanlar, yaptıkları işin takdir edildiğini bilmek isterler ve buna da ihtiyaç duyarlar.

Ben merkezli ve bu dünyada her konunun uzmanı benim diye düşünürler ve hep başkalarını eksik görerek kendilerini yüceltirler, takdir edilmelerini beklerler. Kendilerinden çıkıp zamanı boş harcamayan ve vaktini boş işlerle geçirmeyen kimselerin yaptıklarının değerine bakmazlar.

Kendi değerleri eksilmemesin diye kimseye yüksek değer biçemezler, üstünlüklerini görüp takdir etmezler. Kendini yetersizliklerini görmekten ziyade karşı tarafı aşağıya çekmeye çalışırlar. Olandan önce hata bulup karşısındakilere zarar vermek için olmayanları ararlar.

Takdir etme makamında bulunanlar, her şey zamanında güzel diye düşünerek çalışanlarını özel ve güzel övgülerle şımartmadan, yaptıkları iş için verdikleri emeği değerlendirerek ve takdir ederek takdir edilenlerin hayatında fark yaratırlar.