İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları sürerken Lübnan’a da operasyon düzenlemesi, bölgede gerginliği daha da artırıyor. Bu saldırılar karşısında dünyada giderek büyüyen bir İsrail boykotu, mazlumların yanında durmak isteyenlere önemli bir mesaj sunuyor. Boykot, zalime karşı alınan sessiz fakat güçlü bir duruşu temsil ediyor.

Ancak, boykotu sadece İsrail’e değil, Doğu Türkistan’da Müslüman Türklere karşı yıllardır sürdürülen baskı politikaları nedeniyle Çin’e de uygulamak gerektiği açık.

Çin, Uygur Türklerine yönelik soykırım ve kültürel yok etme politikalarını sürdürmekte. Kısa süre önce, yakın bir arkadaşımın Çin’den alışveriş yaptığını öğrendiğimde ona,

" Neden alıyorsun, boykot etsene" dediğimde "Ucuz" cevabını aldım. Bu cevabı üzülerek dinledim çünkü zulme karşı durmak sadece bir vicdan değil, bir insanlık meselesidir.

Ucuzluğa boyun eğip boykottan kaçınmak, yapılan zulmün parçası olmaktır. Bizler, toplu bir dayanışma içinde, boykot gücümüzü doğru kullanabilirsek zulme sessiz kalmadığımızı gösterebiliriz.

Unutulmamalıdır ki bir ürün alırken sadece ekonomik değil, etik bir tercih de yapıyoruz. Boykot, mazlumlara nefes olabilecek bir dayanışma gücüdür; bu yüzden vicdanımızı rehber edinmeli, haklının yanında, zalimin ise karşısında dimdik durmalıyız.