Günümüzde bilgi hem zaman hem sermaye isteyen bir değer haline gelmiştir. Herkesin oturup düşünmeye, okumaya, sohbete zamanı yok!

Ancak siyaset ile uğraşanlar bu imtiyazlara genelde sahip insanlar olmaktadır. Doğru, yanlış, mantıklı, mantıksız ayrımını yapmak durumundadırlar. Ancak siyasilerin karşılıklı diyaloglarında bu ilkeleri gözetmeden başkalarından duydukları efsaneleri tekrarladıklarını görüyoruz.

 Doğru yanlış ayrımını yapacak imkânı olmayan insanlarında kitlesel olarak bu siyasetçileri takip ettiklerini gözlemliyoruz.

Bu efsanelerin en fazla viral olmuş olanlarını bir derleme ile istifadenize sunuyorum. İlki hem sağın hem solun sıkça vurguladıkları bir masal!

Demokrasi halkın egemenliğidir. Gerçekten de demokrasilerde halkın istediğimi olur? 2011 yılında İspanya da referandum yapılmıştı. Referandumda halka peçe, burka, çarşaf, eşarp, başörtüsü yasaklansın mı yoksa yasaklanmasın mı diye sorulmuştu.

Yüzde doksanın üzerinde muazzam bir oranda halk yasaklansın şeklinde oy kullanmıştı. Ancak İspanyol yargısı bu kararın insan hak ve hürriyetlerine ve kişilerin giyim kuşam özgürlüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle halkın referandumda aldığı kararı iptal etmişti. Başta akit, yeni şafak, zaman gibi muhafazakâr gazetelerin yazarları kararı adalet olarak ilan etmiş Türk yargısına da ibret alın kâfir bile sizden adil diye ders vermişlerdi.

Peki, neden bu karar demokratik oluyordu?

Çünkü demokrasi sistemi halktan ibaret değil! Demokratik sistemlerde demokrasi bağımsız bir yargı, özgür bir sivil toplum ve özgür bir medyadan oluşur.

Bunlardan birinin eksikliği durumunda rejim demokrasi olmaz! Kaldı ki Türkiye de demokrasiyi halk istememişti. Halk hilafet ve saltanat yanlısıydı.

Hatta Mustafa Kemal Atatürk’ün yakın çevresinde Atatürk için gözünü kırpmadan hayatını feda edecek insanlar dahi hilafet ve saltanat yanlısıydı.

Türkiye de demokrasiyi halka ve herkese rağmen Atatürk getirmişti. Kıssadan hisse demokrasi tamamı ile halktan ibaret değil. Bir başka efsanede sol camiadan yükselip duruyor.

ABD’nin Vietnam da askeri olarak yenildiğini söylüyorlar. ABD Vietnam da kazanamadı bu bir gerçek!

 ABD’nin Vietnam da kazanamamış olması onun yenildiği anlamına gelmemektedir. Şöyle bir gerçek var ki Amerika orada Vietnam ile değil Çin ve Rusya ile savaşıyordu. Amacı Çin’i kuşatmaktı.

Vietnam da bunu başaramadı çünkü Çin ve Rusya Kuzey Vietnam ordusuna silah, mühimmat, asker desteği vermişti.

Kuzey Vietnam ordusunun yaptığı saldırının ABD’yi püskürttüğünü iddia ediyorlar. Ancak ABD bu saldırıyı bertaraf etmişti.

 Vietnam savaşının kendisine bir şey kazandırmayacağını alayınca daha fazla savaşmaya değer olmadığı gerekçesi ile Vietnam’dan çekilmişti. Sol kesimin bir diğer iddiası ABD Japonya‘yı ikinci dünya savaşında nükleer olarak haksız vurduğunu savunuyorlar.

 Ancak ilk saldırı Japonlardan gelmişti. ABD’nin tropiklerdeki başta Pearl Harbor olmak üzere adalarına saldırmışlardı. Ve saldırılar sonucunda ABD’nin binlerce vatandaşı öldürülmüştü.

Çünkü Japonların hava kuvvetleri çok güçlüydü ve Japonlar buna güveniyordu. Ancak Hiroşima ve Nagazaki saldırıları ile Japonlar bertaraf edildi.

Güneşin çocukları yaptıklarını tatmıştı. Bir başka efsane Türkiye de hemen hemen her kesimin gururla anlattığı hikâye üç kıta hâkimiyeti!

 Biz bir zamanlar üç kıtaya hükmettik diyor bizim milliyetçilerimiz!

 Ancak baktığımızda bu üç kıtanın içinde İran, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin, Almanya, yok!

Bir İran yenildiği savaşlar kadar yendiği savaşlar ile karşımızda!

Hatta Rusya ve Osmanlıyı aynı savaşta yeniyor. Bir Mısır Osmanlı’nın bastırmak için İngiltere desteğini almak zorunda kaldığı ülke oluyor.

 Osmanlı padişahları sonrasında Mısır hayranı olup fes takıyorlar. Rusya Osmanlı’nın yıkılmasına sebep devlet olmuştur.

Ve diğer saydığımız devletler Osmanlıyı yıkan devletler olarak tarihe geçmişlerdir. Soruyorum size nasıl hala üç kıtaya hükmettik?

Bir diğer efsane Kürtlerden geldi! Eyyubiler Kürt devletidir iddiası. Çünkü Selahattin Eyyubi Kürt asıllı bu sebeple Eyyubiler Kürt’tür diyorlar.

Peki, sormak lazım bir devlet yalnızca hükümdarından mı ibaret?

O devletin halkı, bürokrasisi, ordusu bunlara bakılmaz mı?

 Baktığınızda halkının çoğunluğu bürokrasinin büyük bölümü, ordusunun neredeyse ezici çoğunluğu Arap olduğu halde Eyyubiler nasıl Kürt devleti oluyor.

Kaldı ki Eyyubilerin kurucusu Nurettin Zengi’dir. Zengi ise Arap kökenlidir. Bunlardan başka efsanelerde var!

Bunlar sırasıyla Sümerler Türk’tür, Medler Kürt’tür gibi hakikatler ile ilgisi olmayan uydurulmuş efsaneler.

Doğrunun derdinde olan herkes bir şey söylediği zaman söylediğinin doğruluğunu bilerek söylemelidir.

Vesselam...