Sözleri ve davranışları tutarsız olan bu tipler “çokbilmişlerdir ve bilmiş geçinirler.” Bilsin bilmesin her konuda fikirleri vardır. Her şeyin en iyisini bildiklerini sanırlar. Karşısındakilerin saygınlığını ve şerefin düşürürler ve gururlarını kırarlar.

İnsan olduklarının farkında olanlar aldıkları maddi yaranın acısını unuturlar da aşağılanmalarının manevi acısını hep yaşarlar. Kendisinin ve çevresindeki insanların yaşam kalitelerini düşürürler, hayatlarını zorlaştırırlar.

Zor insanlardır, kendilerinden kaynaklanan hataları hiç kabul etmezler ve hep karşısındakileri suçlarlar. Karşısındakilerin duygularını küçük görerek ruhlarını döverler, zehirlerler ve zaman içerisinde de öldüren davranışlarda bulunurlar. Başkalarını aşağılamaktan da zevk alırlar.

Maddi güçleriyle çevresindekileri aşağılamaya çalışanlar, başkalarının başarılarını kıskanırlar, onları harcamak için yanlışlarını ararlar. Küçümseyici tavırlarla duygularını incitirler, sıkıntı tavırlarıyla yaşama sevinçlerini yok ederler. Dargınlık hatta kin ve düşmanlıkları artırırlar.

İletişim kurmakta zorlanılan kişilerdir. Kendi eksikliklerini kapatmak için, başkalarının hatalarını yüzlerine vurarak karşısındakilere kabul edemeyecekleri “kırıcı söz ve saygısız davranışlarla aşağılarlar. Kendiyle barışık olmadıkları için başkalarına savaş açarlar.

Güç sahibi olmak için karşısındakilerin derecelerine büyük önem verirler. Zayıf, yetersiz ve güçsüz kişilere tepeden bakarlar ve aşağılarlar. Toplum içinde başkalarıyla çatışma içine girerler. İnsanların duyguları incitirler, yaşam sevincini yok ederler, kin ve düşmanlıklara yol açarlar.

Hayatta kalmak için vicdanlarını karartırlar ve insanları küçük düşürmek için ak kara, karaya da ak derler. Kendilerini geliştirmek, kendi kendilerini aşmak ve sorunlara çare olmak için yaşamazlar. Bu insanlar üretmezler, sevilmek ve yaşama anlam katmak için çalışmazlar.   

Kendilerini aşırı önemseyenler, abartılmış benmerkezci ve insan ilişkilerde problemleri olanlar, insan ilişkilerine zarar veren ve sıkıntıların meydana gelmesine sebep olan davranışlarla birini ya da bir durumu olduğundan düşük seviyede göstererek karşısındakileri aşağılarlar.

Kendi yerlerini bilmeyen insanlar kendilerini beğenirler ve her şeyi kendilerinin bildiğini sanırlar. Kendileriyle barışık olmayan, güven eksiklikleri olan bu tipler, karşısındakilere savaş açarlar, gururlarını hak etmedikleri sözlerle incitirler ve kırarlar.

Karşısındakileri aşağılayanlar, her konuda kendilerinin bilgili ve akıllı olduklarını düşünürler. Kendilerini üstte göstermek, dikkatleri kendi üzerine çekmek için, başkalarının  saygınlıklarına, güvenilir olmalarına, şan, şöhret ve ünlerine zarar verirler. Onları cahil yerine koyarlar.

İşlerine gelmeyenleri, fakir olanları hor ve küçük görürler, azarlarlar, küçümserler, zengin olanlara saygı gösterirler. Her türlü aşağılayıcı davranışları yapanlar ve kendilerini büyük görenler, akılsızca yaptıkları davranışlarla ve haddini aşan sözlerle kalpleri kırarlar.

Aşağılamaktan zevk alanlar, problemli kişilerdir ve kimsenin kendilerinden daha iyi olmalarını istemezler. İyi olanları karalarlar, kötüleyerek, küçük düşürerek, şeref ve haysiyetine leke sürerek ayıplı yaşamaları için arkalarından çekiştirirler ve kuyularını kazarlar.

İnsan olarak başkalarını aşağılamanın, sosyal hayatta insanlar arasında kin ve nefret tohumlarının ekilmesine sebep olduğunu bilirler. Irkından, inancından ve düşüncesinden dolayı olduğunu aşağılandığını hisseden insanın, kendisine bu duygularla davranan insanlara saygı duymayacağını bilmeliler ve bunun için de kimseyi aşağılamamalılar.

İnsan olarak vazifemiz, insanlara çok yönlü güzel ahlakı kazandırmak ve güzel ahlakla yaşamalarını sağlamak için çalışırlar. Başkalarını küçük görmezler, onlara önem ve değer verirler. Hepimiz insanız derler aşağılamazlar, adam yerine koyarlar.