Devir yaltaklık yapanların, “manevi hastaların” devri. Bu karakterle yaşayan kimseler, güçlü ve şeytandan iyi görünürler, güçsüz yaşarlar. Yanar, döner davranışlarıyla  çok can yakarlar.

Modası geçmeyen sayıları çok olan tehlikeli mesleğin gereklerini yerine getirirler. İş yapmadan, bir çaba sarf etmeden iş yapıyormuş gibi görünen, başkalarının yaptıkları işi kendilerine mal ederler. Beceriksiz ve kıskançtırlar. Övecekleri kişinin kişiliğine ve yaratılışına uygun biçimde konuşurlar.

Karşısındakilere “hoş görünmek” için onursuzca davranışlarla,  başka insanları çekinmeden karalarlar, iftira atarlar. Küçük çıkarlar uğruna insanların onurlarını kirletirler, suçsuzları ezerler, suçlularla gezerler, yanlışa “doğru derler.

Güçlünün hırsız, katil demeden elini öper, ayaklarına kapanırlar.

Aklı başında olan herkesin nefret ettiği, güvenilmez, öz saygısını yitirmiş ve hiç güvenilmeyecek kimselerdir. İkiyüzlüdürler, doğruları ve gerçekleri gizlerler. Göze girmek için, sahte davranışlarla şekilden şekle girerler, acımadan en yakın dostlarını bile harcarlar.

Güce taparlar, güçlüyü putlaştırırlar ve güç sahibi olmak hırsıyla yanarlar. Kan emicidirler, yaptıkları işi yapmaları gerektiği şekilde değil de çıkarlarının istediği gibi yaparlar. Para veya koltuktan başka değer tanımazlar. Bunlar uğruna her kılığa, girerler, bulundukları yerin şeklini alırlar.

Günümüzün sanatı, ceket iliklemek, “evet efendim, haklısınız efendim, doğrudur efendim”  diyerek, yaltaklık yaparak ruhsuz yaşayanlardır.  Dostum var diye sevinilmemesi gereken, dik durmayan bu kişiler, kendilerinden başka kimsenin derdine derman olmazlar.

Özgüveni olmayan insanlardır, “nabza göre şerbet vererek çıkar amaçlı davranışlarla herkesle iyi geçinirler.”  Bu kişiler, hem kendi doğrularını ve prensiplerini ayakaltına alarak hem de kültürel geleneklere ters ve hatalı davranışlarla yaltaklık yaptıkları kişileri memnun etmeye ve gözlerine girmeye çalışırlar.

Kalitesiz ve net olmayan kişilerdir, karşısındakilere kendi fikir ve düşüncelerini değil de duymak istediklerini bol keseden atıp tutarak söylerler. Gerçekçi olmadıkları için de yanlışa yanlış demezler. Birini elde etmek için eğilirler ve bükülürler sonrada kendilerine bir fayda sağlamaya çalışırlar.

Kendilerini yetersiz görenler, para, makam ve mevki sahibi ve var olabilmek için, menfaatlerinin olduğu kişilerin kendilerini sevmesi, onaylaması, takdir etmesi için onların memnuniyetini öne alırlar. Onları sürekli överler ya da onların yaptıkları her şeyi doğru bulup alkışladıkları gibi başkalarına da kabul ettirmeye uğraşırlar.

Özgür yaşamadıkları ve kendilerini karşısındakilere beğendirme çabasında oldukları için, “başkaları ne derse” ona göre yaşarlar. Başkaları oldukları ve kendileri olmadıkları için, kendi mutluluklarını ve özgürlüklerini ciddi biçimde baltalarlar. Kendilerine yabancılaşarak, başkaları için yaşamaya başlarlar.

Beklentilerinin olduğu kişilere hoş görünerek onların sevgilerini kazanmaya çabalarlar. Selam bile verilmemesi gereken bu kişiler, Çıkarları için, “gelene ağam, gidene paşam derler,” onları kırmaktan korkarlar, onlara hayır diyemezler ve olumsuz duygularını dile getiremezler. Yapmacık davranışlarla kendilerini sevindirmek için yaşarlar.

Duruşları ve çizgileri sabit değildir, işlerine gelen kişileri yüzlerine karşı da, duyacakları şekilde arkalarından överler,  onlara söz getirip söz götürerek yol alırlar. Olayları işlerine geldiği gibi çevirmek ve çalışmadan kazanmak için de menfaatlerinin olduğu kişilere boyun bükerek onların sırtından kazanmaya çalışırlar.

Ahlaka değil güce önem verirler, kula kulluk ederler. Çıkarları için düşmanlarını bile yere göğe sığdırmazlar. En sevmediklerini bile göklere çıkarırlar. İsteklerinin yerine getirilmesi için, her kalıba girerler. Kendisine çıkar sağlayanları eleştirmezler, saygılı ve hayranmış gibi davranırlar.

Özleri ile sözleri bir değildir, dost olup her zaman doğru olanı ve acı da olsa gerçeği söylemezler. İstediklerini almak ve yukarılara çıkmak için, çıkar sağlayanlara güzel sözlerle kendilerini onları canı ve ciğer gibi gösterirler. Hırsları uğruna maymun gibi karakterlerinden ödün vererek, kızdıkları adamların kölesi olurlar.