Bildiğiniz üzere günümüzde üniversite rektörleri Cumhurbaşkanı tarafından atanmaktadır. Daha önceki yıllarda rektörler öğretim üyelerince seçimle geliyorlardı. Her iki sistemde de eksik ve önemli olan bir durum söz konusudur. Bu eksiklik rektör adaylarının tek başına kendilerini sunmaları fakat çalışacağı ekibi açıklamamalarıdır. Rektör atandıktan sonra rektör yardımcılarını ve tıp fakültesi hastanesi başhekimlerini birlikte çalışacağı ekipten seçerek atamalarını yapmaktadır.

Bir rektörün çalışacağı ekibi daha önceden tespit etmemesi ve kamuoyuna açıklamaması, en basit bir deyimle bir zayıflıktır. Çünkü rektörün yapacağı işler tek başına değil bir ekiple yapılacak işlerdir. Ve bu ekibin de rektör atanmasından önce bilinmesi hem atama yapacak Cumhurbaşkanı için hem de seçim yapılacaksa öğretim üyeleri açısından çok değerlidir.

Aslında bu söylediğim fikir siyasi partilerin kendi içlerindeki seçimlerinde uygulanmaktadır. Örneğin "X" partisinin lider adayları parti içinde birbirleriyle yarışırken ekiplerini seçilmeden önce oy kullanacak parti delegelerine açıklamaktadır.

Benzer şekilde spor kulüp başkanları seçiminde de başkan adayları çalışma arkadaşlarını önceden açıklayarak "Biz gelirsek bizim ekibimiz bu, ona göre oylarınızı verin!" mesajını vermektedir.

Yeni atanmış bir rektör şu andaki sisteme göre ilk anda acilen üçü rektör yardımcısı ve bir tıp fakültesi hastanesi başhekimi atamalarını yapmak zorundadır. Halbuki rektör adaylarının kimleri atayacağını, kısaca ekibini daha önce ilan etmesi durumunda hem kendisi hem de ekibi yapacağı işe daha çok yoğunlaşır, zihnen bu işe hazır olur ve projeler geliştirebilir. Diğer taraftan atayacak kişi örneğin Cumhurbaşkanı ise rektör ve ekibini tanıyarak isabetli karar vermesinde daha bir kolaylık olur.