İlimizdeki ana yollarda yayaların pek kıymeti yok.
Ana yol derken yayalar yolun her yanını kullanmamalı.
Bu birinci öncelik.
Zaten her zaman da ‘müstesnalar kaideyi bozmaz’ diye bir atasözümüz var. Bunu da göz ardı etmemek lazım.
Ancak, kavşakların girişlerinde, trafik ışığı olsun olmasın istinasız bir yaya geçidi var. Sürücüler de büyük ekseriyetle bu yaya geçidine yönelen vatandaşlara araçlarını durdurarak yol veriyor. Buraya kadar her şey normal.
Ancak öyle yayalara rastlıyoruz ki, değil araç sürücüleri yayalar bile bu harekete isyan ediyor.
Örneğin 20 metre ileride trafik ışığı ve yaya geçidi var. Yok orayı kullanmayız.!
İlla ki karşı komşuya gider gibi bulunduğumuz alanda ya da karşıya geçmek aklımıza geldiğinde atlayacağız ana yola. Araç varmış yokmuş, can güvenliğiymiş, önemli değil.
Biz aklımızın estiği, canımızın istediği her yerden karşıya geçeriz. Bize göre her yer yaya geçidi.
Bir de üstüne üstlük şayet bir araç olur ya korna falan çalarsa, vay halinde, Tepkileri siz düşünün.
Bu şekilde davranış sergileyen arkadaşlara şunu söylemek isterim. Örneğin kaldırımla yalnız veya yanınızda birisiyle yürüyorsunuz. Bir araç kaldırımda karşımızdan gelse nasıl bir tepki, veririz. Bunu bir hayal edelim. Empatiyle yaklaşalım.
Böyle bir durumda ne yapılır.
En azından sinirleniriz, Ağzımıza geleni söyleriz. Hatta bazılarımızın ellerinden gelse fiziki şiddet uygularız.
Böyle bir empati yaptıktan sonra şunu belirtmek isterim ki.
Araçlar yollar için, kaldırımlar yayalar için…
Bir de kaldırım işgallerine yönelik parantez açmak istiyorum.
Kaldırımlar boş değil…
Kimi kaldırımda araçlar park etmiş, kimisinde manav tezgâhları kaldırımı kapatmış. Bir başkası kaldırımın yarısını branda ile kapatmış, hatta bazıları kaldırımı tamamen işyeri haline getirmiş kendi müşterisi bile asfalta girerek dükkânına veya işyerine girmeye çalışıyor.
Hem vatandaşlarımız, hem de konuyla ilgili olan kurumlar bunlara dikkat ederse depremden bunalan insanlarımız belki biraz daha rahat nefes alır diye düşünüyorum.
Sağlıcakla Kalın.