Afrika kıtası, tarih boyunca büyük güçlerin ekonomik çıkarları uğruna sömürülmüş ve insanlık dışı uygulamalara maruz kalmıştır. Ancak bu karanlık dönemin baş aktörlerinden biri de şüphesiz Fransa’dır. Fransa, 1524 yılında başlattığı sömürgecilik faaliyetleriyle Batı ve Kuzey Afrika’da 20’den fazla ülkeyi sömürerek, kıtanın zengin kaynaklarını kontrol altına aldı. Afrika topraklarının yaklaşık yüzde 35’i, tam 300 yıl boyunca Fransız sömürge düzeni altında kaldı.

Sömürgeciliğin Acı Yüzü: Köle Ticareti ve Kaynakların Yağmalanması

Senegal, Fildişi Sahili ve Benin gibi ülkeler, Fransa’nın köle ticaretinin merkezleri haline getirildi. Yerel halkın emeği, Fransızların Avrupa'daki refahını sağlamak adına acımasızca kullanıldı. Afrikalıların topraklarından ve zenginliklerinden mahrum bırakılması, bu bölgeleri hem ekonomik hem de sosyal açıdan derin bir yıkıma sürükledi. Yalnızca köle ticareti değil, aynı zamanda altın, elmas ve diğer değerli madenler gibi doğal kaynaklar da Fransa’nın çıkarları doğrultusunda sömürülerek Batı Afrika halklarını yoksulluğa mahkûm etti.

Bağımsızlık Mücadelesi ve Fransa’nın Kanlı Cevabı

İkinci Dünya Savaşı, birçok Afrika ülkesinde bağımsızlık mücadelesini tetikleyen bir dönemeç oldu. Fransa saflarında savaşmaya zorlanan Afrikalılar, bu dönemde bağımsızlık vaatleriyle kandırıldı. Ancak savaş sona erdiğinde, vaat edilen özgürlük bir hayalden öteye gitmedi. Tam aksine, Fransa’nın kontrolündeki Afrika topraklarında bağımsızlık talep eden ayaklanmalar kanla bastırıldı. Bu süreçte 2 milyondan fazla Afrikalı yaşamını yitirdi.

Setif ve Guelma Katliamı: Cezayir’in Kanla Yazılan Özgürlük Mücadelesi

Tarihe kara bir leke olarak geçen “8 Mayıs 1945 Setif ve Guelma Katliamı” ise, Fransa’nın Afrika’daki vahşetinin en acı sembollerinden biridir. Fransa saflarında savaşan Cezayirli askerler, özgürlük taleplerini dile getirmek amacıyla sokaklara çıktığında, Fransız ordusu tarafından hunharca katledildi. Binlerce Cezayirli, bu gösterilerde yaşamını yitirdi. Ancak bu katliamlar, Cezayirlilerin bağımsızlık mücadelesini durdurmadı. 1962’ye kadar süren kanlı çatışmalar ve direniş sonunda, Cezayir halkı özgürlüğüne kavuştu.

Fransa’nın Afrika’daki Mirası: Yoksulluk, Kaos ve Bağımsızlık Sonrası Zorluklar

Afrika’da beş asır süren Fransız sömürge dönemi, geride yoksulluk, adaletsizlik ve kaos bıraktı. Bağımsızlık mücadelesini kazanan ülkeler, yıllar boyunca süren ekonomik sömürü ve toplumsal bölünmelerin etkilerini atlatmak için büyük çaba sarf etti. Fransa’nın bu kıtada uyguladığı sömürgeci politikalar, sadece ekonomik değil, kültürel ve sosyal tahribatlarla da Afrika halklarının kaderini derinden etkiledi.

Bugün, Afrika ülkeleri kendi ayakları üzerinde durmaya çalışsa da, sömürgecilik döneminin yaraları hala hissedilmektedir. Fransa’nın bu kara tarihi, insanlığın sömürgecilik ve emperyalizme karşı verdiği mücadelenin unutulmaması gereken bir dersidir. Geçmişte yaşanan bu acılar, gelecekte daha adil ve eşit bir dünya için hepimize ışık tutmalıdır.