ÖSS ve YKS gibi isimlerle adlandırılan üniversitelere giriş sınavına 2024 yılında 2,5 milyon genç girdi. Son yarım asırdır ülkemizde uygulanan bu sınavı destekleyenlerin bu uygulamanın 50. yılını kutlamaları gerekmez miydi?

Sınavları genel anlamda eleme ve yeterlilik sınavları şeklinde ikiye ayırabiliriz. Yeterlilik sınavlarında belli bir düzeydeki bilgiyi ve uygulamayı yapabilme sınavda başarılı olmak için yeterlidir. Halbuki üniversiteye giriş sınavları gibi eleme sınavlarında yeterlilik sınavlarındaki geçerli puanları almanız yeterli olmayabilir. Çünkü eleme sınavlarındaki amaç puan düzeyi ya da bilgisi hangi düzeyde olursa olsun sınava giren belirlenmiş sayıda öğrencinin sınavda başarılı olmasını hedeflemektedir. Diğer bir deyişle eleme sınavları yeterli bilgiye sahip olmayla ilgilenmiyor, ne kadar sayıdaki adayın başarılı olacağını tespit etmeyi hedefler. Sınavlarda asıl amaç bilgi ve becerinin yeterli olup olmadığına karar vermek olmalı, gençlerimizi bir yarış içine sokarak gemiyi birlikte yürüteceği arkadaşlarını rakip olarak görmesinin önüne geçmeliyiz.

12 Ekim 2010 tarihinde yayımlanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Tutanak Dergisinde belirtildiği gibi “Üniversiteye giriş sınavı, âdeta bir araç olmaktan çıkmış, ulaşılması zor bir amaç hâlini almıştır. Bu, araç olarak icat edilen paranın bugün amaç hâline gelmesi ya da İngilizlerin Hintlilere logaritma cetvellerini ezberletmesi gibi bir şeydir maalesef diye belirtebiliriz. İngilizler, Hindistan'da bulundukları süre zarfında; okullarda Hintli çocuk ve gençlere logaritma cetveli ezberletmişlerdir. Bu ezberlemesi son derece zor ve imkânsız olan cetveli ezberlemeye çalışsınlar ki, bu arada başka bir şey düşünmesinler, hiçbir şeyin farkına varmasınlar.”

Gençlerimizin yaratıcı düşüncesini engelleyen ve yaşamlarının en az üç yılını zehreden üniversiteye giriş sınavının kaldırılması şarttır. Yerine nasıl bir sistemin getirileceği ayrıca çalışılması gereken önemli bir konudur.

Bu yıl YKS’ye giren bir gencimiz olan Yağmur Vardı YKS ile ilgili şöyle diyor: “Dostları birbirine düşman eden, yaratıcılığın ve gençliğin en güzel dönemlerini körelten, bilgi ile değil yarış ile sınırlı olan ve maalesef gelecek diye nitelendirilen bir sınavdır.”