Söz var ki savaş başlatır. Söz var ki barıştırır. Söz var uzlaştırır, sevdirir, nefret ettirir. Bazen birleştirir. Çoğu zaman ayırır.

Kullandığımız sözler, deyimler, sözcükler bizi tanımlar. İnsanların gözünde bizi konumlandırır.

 Bu sözler bizizdir. Kendimizi tarif ederiz. Amacımız, hedefimiz, kişiliğimizdir bu sözler. Siyasallaşma sürecinde hangi lider olursa olsun kesinlikle kendisiyle özdeşleşmiş bir aforizma ile bilinir.

Bu aforizmalar bir manifesto niteliğindedir. Siyasal sürecin bütününü kapsar. Bütün siyasal süreç bu aforizmalar üzerine kuruludur.

Siyasal hareketin mensupları bu aforizmalar üzerine bir araya gelirler. Aforizmalar ortak bir dil niteliğindedir.

 Aforizmalar ürün ve hizmet pazarlaması için kullanılan marka sloganlarından çok daha üstündür.

 Sloganlar pazarlanmak istenen ürünün sözde değerlerini ön plana çıkararak tüketiciyi ikna etmeye çalışırlar. Ancak aforizmalar öyle değildir. Slogan bireyi satın alması için ürüne çekmek için tasarlanmış telkinken aforizmalar insanları siyasal sürece dâhil etmek için kimlik niteliğindedir.

Sloganlar çekerken aforizmalar iterler.

Adolf Hitleri hatırlayalım. Amacı neydi? Ari ırkı tek çatı altında toplamak ve birleşik bir Avrupa devleti.

Bunun için tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan aforizmasını kullandı. Böyleydi nasyonal sosyalist hareketin aforizması.

Tamda kedisinden ve mensuplarının amaç ve hedefine uygun bir aforizma bulmuştu Hitler.

Demir Lady lakaplı eski İngiltere başbakanı Margaret Thatcher nasıl hatırlanıyordu?

Taviz vermez, kararlı, gözü kara.

Aforizması ise şöyleydi:

Eğilmez, Yenilmez, Bükülmez!

Ve tamda İngiltere halkından aforizmasının verdiği mesaja uygun bir destek bulmuştu. Mustafa Kemal Atatürk’ü hatırlayalım!

 En yakın silah arkadaşları dahi saltanat ve hilafet taraftarıydı. Cumhuriyeti kendisinden başka isteyen yoktu neredeyse.

Hâkimiyeti Milliye Gazetesindeki bütün yazılarına ve bütün hayatına baktığınızda tek bir aforizma üzerine kuruluydu bütün mücadelesi.

 Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir!

Hemşehrimiz Turgut Özal’ı hatırlayalım!

Geldiği yeri unutanın döneceği yer yoktur diyordu. Hareketinin ismini Anavatan koymuştu.

Tüm siyasi yaşam ortaya konulan aforizmalar üzerinden devam eder. Hareket sonrasında aforizmasını değiştirmek isterse bile ilk ortaya koyulan aforizma ile bilinmeye mahkûm olur.

 Siyasal sürecin bütünü tek bir aforizma üzerine kurulu olmalıdır. Birden çok aforizma olması durumunda siyasi hareket inandırıcılığını kaybeder. Siyasi hareketin aforizması kapsayıcı olmalıdır.

 Kültürel ve bireysel farklılıkları aşacak yeterlilikte olmalıdır. Dışlayıcı, ayrıştırıcı, farklılaştırıcı, tahrik edici içeriğe sahip aforizmalardan uzak durulmalıdır. Hareketin amacına, hedefine, yöntemine uygun olmalıdır.

Özellikle siyasi harekete karşı olan kitlelerin dikkatini kazanmaya odaklı bir aforizma olmalıdır.

 Örneğin sağ kesim için İzmir, Tunceli, Eskişehir gibi şehirler, sol kesim için Konya, Malatya, Rize, Urfa gibi şehirler hep istenilmiş ancak elde edilememiştir.

Karşılıklı iki taraf kendi dünya görüşleri açısından politika ürettiği için bu şehirler zıt fikirli partiler için elde edilemez olmuştur. Cem Uzan’ın Genç partisi daha dün gibi. Amerika kimi vuracak?

Bu IMF’de kim? sloganlar ile karşımıza çıkmıştı.

 Dahi bir reklamcının penceresinden özenle hazırlanmış aforizmalar, reklamlar, sloganlar genç partiye MHP’nin tabanını hediye etmek üzereydi.

Gittiği şehirlerin halkının kültürüne hitap eden ses sanatçılarını da beraberinde götürüyor ve kültürel farklılığı aşabiliyordu.

Lideri genç, dinamik, hareketli ve başarılı bir iş adamıydı. Amerikan mobil firması Motorola ile davalık olması halkın ona sempati beslemesine neden olmuştu.

 Keskin söylemleri, meydan okuması Genç partiyi yüzde on barajını aşamanın eşiğine getirmişti. Biraz daha fırsatı olsa belki de AKP’nin tek başına iktidar olmasının önüne geçecekti.

Şirketlerine el konuldu varlıkları hazineye devredilmişti.

Sonrasında kendisi Lübnan’a oradan da Fransa’ya kaçmıştı.

 Kıssadan hisse rakiplerin zafiyetlerinin üzerine kurulmuş aforizmalar amaçlanmış hedeflere uyarlanmıştı.

Ağzından dindarlara, farklı etnik kökenlere ve mezheplere hiçbir şekilde rencide edici, tahrik edici, ayrıştırıcı bir sözün çıkmaması Genç partiyi neredeyse meclisin üçüncü partisi yapacaktı.

 Bu sebeple siyasi hareketin propaganda, reklam ve iletişim sorumlularının bütün performansları aforizmalar üzerine kurulu olmamalıdır.

Vesselam..