Sevgiyi ve samimiyeti öldürürler, insanları kendi heveslerine ve çıkarlarına ulaşmak için aldatırlar. Hata yaptıklarında hatalı olduklarını hiç kabul etmek istemezler. İşlerine geldiğinde de kolayca mağduru oynarlar.
Toplumda "söz sahibi" olmak için, kendilerine güvenenlerin yüzlerine gülerler. Seviyormuş gibi, dostmuş gibi sahte oyunlarla, hiç çekinmeden, utanmadan ve sıkılmadan, "emir kulu" yapmak için insani değerleri hiçe sayarak aldatırlar.
İnsanları aldatanlar, adil ve dürüst olmazlar. Dürüst olmadıkları için alışverişlerinde kazanda nasıl kazanırsan kazan anlayışıyla yaşarlar. Toplumsal gelişmeyi engellerler, değerli olan şeyleri de değersizleştirirler. Karda yürüyüp ayak izlerini belli etmezler. Aldatma işini kimsenin anlamayacağı şekilde, gizleyerek yaparlar.
Alıcının aldığı malın değerini bilmemesini fırsat sayarak normal fiyatının üstünde satarak insanları aldatırlar. Bu davranışlarıyla, toplumun ve insanların huzur ve mutluluğuna zarar verirler, toplumsal ilişkilerin sağlıklı yürümesine engel olurlar.
İnsanlara karşı saygıları olmadıkları için bütün işlerinde hileli ve adaletsiz davranışlarıyla zarar verirler. Toplumda haksızlığın artmasına, herkesin birbirine şüpheyle bakmasına ve adaletin yerine zulmün artmasına neden olurlar.
Bilgi ve teknolojiyi kötüye kullanarak çıkar elde etmek amacıyla kasıtlı ve planlı bir şekilde sadece ticarette değil tüm insan ilişkilerinde Atalarımızın “İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir.” sözüne karşı iyileri, iyilik yapmaktan soğuturlar.
Adil ve dürüst olmayanlar, diğer kişilere göre daha egoist yapıdadırlar ve kendilerini daha önemli biri gibi görürler. Üstlerini ve çalışma arkadaşlarını küçümseyici tavır takınırlar. Kendi menfaatleri için insanların ve toplumun iyi niyetlerini ve zayıf yanlarını hileli oyunlarla kullanırlar.
Adil ve dürüst olmayanlar, kişiler karşısındakileri kandırıp onları kötü bir duruma sürüklerler. Topluma, ailelerine, çevrelerine, komşularına aile ilişkilerine zarar verirler. Kendilerini ne hatalı görürler ne de suçlu görürler. Onlar her zaman karşı tarafı suçlarlar.
Adil ve dürüst olmayanlar, toplumda kimsenin sevmediği ve güvenmediği doğruları söylemek yerine karşı tarafın duymak istediklerini söylerler. Zevklerine göre daha iyi yaşamak için hem insanları sahte gülücüklerle aldatırlar hem de haksız biçimde o insanların sırtlarından para kazanırlar.
Adil ve dürüst olmayanlar; kimlikleri, kişilikleri ve ahlaki karakteri sorunlu, bilinçleri yaralı kimselerdir. İstedikleri yere gelmek için, kötüledikleri kişilerle can ciğer olurlar, güçlüye yağ çekerler, güçsüze diş geçirirler. Aklı merkeze almadan vicdan terazileri bozuk olarak yaşarlar.
Adil ve dürüst olmayanlar, açgözlü, egoist ve hırslıdırlar. Sattıkları malların ayıbını gizlerler. Tüketime sundukları ürünlerin malzemelerinden çalmaktan da geri durmazlar. Bu insanlar ayıplı mallarını satarken her türlü aldatıcı sözlere yer vererek sahte ticaret yaparlar.
Çıkarları uğruna insanları sömürürler. Alışverişlerinde dürüst olmadıkları için sattıkları ürünleri de eksik verirler. En iyi ürünleri üste bırakırlar ancak kötü ürünleri de altta gizlerler. Kötü mallarını da yalan ve hileli sözlerle pazarlarlar.
Aldatanlar en güzel duyguları yok ederler, en güzel duyguların da sonunu getiren tüm toplum için zararlı, güvenilmeyen kişilerdir. Etrafınızda bu gibi kişiler varsa dikkatli olunuz. Çünkü size de zarar vermesi yakındır.