Tarih 18 Nisan 2007’de Malatya’mızda ülkemiz günü feci bir katliam ile karşıladı. Hristiyan inancını yaymaya çalışan misyoner din adamlarının faaliyet gösterdikleri Zirve yayınevi basılıp üç masum din misyoneri acımasızca katledilmişti.
Ülkemizin ve şehrimizin tarihine kara bir leke sürülmüştü. Hoş görülü şehrimiz istemediği bir olay ile anılmıştı. Daha önce Papa II. Jean Paul’e suikast düzenleyen Mehmet Ali Ağca’nın Malatyalı olması gözlerin bir kez daha şehrimize çevrilmesine neden olmuştu.
İki olayda da fail çocuktu. Aynı şekilde Trabzon’da Santa Maria Katolik Kilisesinde rahip Andrea Santoro 5 Şubat 2006’da bir çocuk fail tarafından öldürülmüştü.
Bir başka önemli olayda 19 Ocak 2007’de Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink şişli Halaskargazi caddesinde öldürülmüştü.
Olayda failler yine çocuktu! Gazeteci Hrant Dink’in Malatyalı olması bir kez daha bütün dikkatleri şehrimize çevirmişti.
Daha geçtiğimiz aylarda İstanbul Sarıyer’de Santa Maria kilisesine saldırı düzenlenmiş ve maalesef bir yurttaşımız daha hayatını kaybetmişti.
Saldırının DAEŞ tarafından düzenlendiği belirtilmişti. Sadece ülkemizle de kalmadı. 7 Ocak 2015’te Fransa’da yayın yapan Charlie Hebdo hiciv dergisi basılmış 11 insan öldürülmüştü.
Saldırının Arap asıllı Müslümanlar tarafından yapıldığı ortaya çıkmıştı. Sonrasında Fransız kolluk kuvvetlerinin düzenlediği operasyonda saldırganlar öldürülmüştü. Charlie Hebde saldırı öncesi borçları ayyuka çıkmış okuyucu kitlesi olmayan kapıları kapatmak üzere batmakta olan bir kuruluştu.
Saldırı sonrasında bir anda Dünya genelinde Milyonlarca okuyucuya ulaşmış ve dergi mensupları popüler ve milyoner olmuşlardı.
Hollanda’da Hz Peygambere hakaret karikatürleri ortaya çıkmış Dünya genelinde infiale yol açmıştı.
Batılı devletlerin bu hakaretlere ilişkin savunması düşünce ve fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirildiğini söylemişlerdi.
Saldırıyı yapan failler ise saldırıları Hristiyanlığa yapılan hakaret neticesinde yaptıklarını iddia etmişlerdi.
Ülkemizde yapılan saldırılar için de failler aynı savunmayı yapmış Peygambere hakaret ettikleri için saldırıyı gerçekleştirdiklerini ifade etmişlerdi.
Eğitimsiz, işsiz, kolayca yönlendirmeye açık, farklı kültür ve inançtaki insanları tanımaya imkan bulamamış küçük yaştaki çocuklar hep bu cinayetler için kullanılıyordu.
Birleşik Krallık, Yeni Zelanda, Kanada, Norveç gibi ülkelerde Müslümanların ibadet halinde oldukları sırada saldırılar olmuş ve çok sayıda insan acımasızca öldürülmüştü. Kullanılanlar tekrar aynı tarz insanlar.
İster doğu isterse batı hangi taraf olursa olsun seçilmek, dikkat çekmek, ilgi uyandırmak, lider olabilmek, insanları peşine takmak için hep aynı yola başvuruyordu
Karşı dine ve ırka hakaret et kendi toplumunu onlar ile korkut. Bu sayede oy topla. Batıda özellikle Fransada Le Pen, Hollandada Wilders hep bu tarz siyasetçilerdi.
İslam dünyasında da durum pek farklı değildi!
İsrail, Avrupa, Amerika düşmanı olmayan kişi ve partilerin seçilmesi neredeyse imkânsız!
Aynı zihniyet burada da iş başında! Tek taraflı barış olanaksızdır. Ancak karşılıklı bir anlayış ve özveri ile mümkündür.
Biz Müslümanlar olarak hiçbir zaman Hristiyan cemaatinin Tanrı diye inandığı Hz. İsa’ya sahte Tanrı demedik.
Fakat biz Hz İsa’nın Tanrı olduğuna inanmadığımızı belirttik. Ancak aynı tutum ve davranışı Hristiyan cemaatinden göremiyoruz.
Zirve yayınevi katliamından tam 16 yıl geçti arkamıza dönüp bakıyoruz ne değişti diye? Ancak onca acıya rağmen pek bir şeyin değiştiğini göremiyoruz.
Zirve katliamından birkaç dakika ara ile kurtulan bir Zirve yayınevi mensubunun kuruluşunda yer aldığı Sat-7 isimli Türkiye’nin ilk Hristiyan kanalında farklı programlarda oryantalist propaganda ile dolaylı olarak Hz peygamberin peygamberliğine Müslümanları rencide edecek göndermeler yapılıyor.
Bunca acıya rağmen bu göndermeler neye hizmet etmektedir?
İnanmamak başka hakaret başka.
Fikir özgürlüğü başka hakaret başka.
Görülmektedir ki ne kadar zaman geçmiş olursa olsun tüm bu yaşananlardan gerekli dersler çıkarılamamış.
Doğru olan şudur ki yaşananlardan gerekli dersleri çıkarılarak tehdit, hakaret, kışkırtma ve tahrikten uzak durulmalıdır.
Vesselam..
Yorumlar
Meryem Biltek - sevgili üstat, yazınız çok açık ve net olmuş. Kaleminize sağlık. Bizler evlatlarımıza hem dini hem de milli hassasiyetlerimiz öğretmediğimiz sürece hep böyle şeylere ortak olacaklardır. Yazılarınız daim olsun.