15 Temmuz 2016 gecesi, Türk milletinin hafızasına kazınmış karanlık bir tarih olarak anılacak.

O gece, gökyüzü kapkaranlıkken, sabahın aydınlığıyla birlikte milletimizin iradesi parladı.

253 şehit verdik, binlerce gazimiz oldu; fakat hiçbir fedakarlık, demokrasimizin bekası için boşa gitmedi.

O gece, satılmış hainler, ülkemizi karanlığa sürüklemek için harekete geçti.

Okyanus ötesinden yönlendirilen bir grup, bir dolara satılan sözde askerlerle, Türk milletine darbe yaparak yeni bir pranga vurmaya çalıştı.

Ama unuttukları bir şey vardı: Allah'ın da bir planı vardı.

Tanklarla ezildik, bombalarla sarsıldık; ama vatanı asla teslim etmedik.

Bu mücadeledeki azmimiz, direnişimiz ve dayanışmamız, tarihimizin en onurlu sayfalarından birini oluşturdu.

15 Temmuz, yalnızca bir darbe girişimi değil, aynı zamanda milletimizin hür iradesinin, demokrasiye olan bağlılığının ve bağımsızlık ruhunun zaferle taçlandığı bir gecedir.

Her bir şehidimiz, bu topraklar için verdiğimiz mücadelenin simgesi; gazilerimiz ise direnişin canlı tanıklarıdır.

Bu kutlu geceyi asla unutmamalıyız.

Her yıl 15 Temmuz'da, demokrasi için can verenleri anarak, bir daha benzer bir karanlık günle karşılaşmamamız için üzerimize düşen sorumlulukları hatırlamalıyız.

Birlikte daha aydınlık bir geleceğe yürümek için, her zaman dimdik ayakta kalmalıyız.