Kandıranlar, kötü niyetlidirler. İnsanların duygularını yalan sözlerle sömürerek, istedikleri şeyleri yaptırarak huzursuz hale getirirler ve ruhlarında derin yaralar açarlar.
Kandıranlar, ilim ve bilgiden uzak olan cahil kimselerdir. Çıkarlarına ulaşabilmek için, saf, temiz duygulu ve iyi niyetli insanlara yalan bilgileri doğru olarak sunarak hayal kırıklığı yaşatırlar. Dünya hayatı için eş, dost, yakın demeden çıkarları uğruna herkesi sömürürler ve satarlar.
Bu tür insanlar, emellerine ulaşmak için çeşitli yollar denerler. İçinde bulundukları olumsuz durumlardan kurtulmak, içinde bulunduğu durumu korumak ve devam ettirmek, kazanç elde etmek ve kötü durumu lehine çevirmek amacıyla etik kurallara uygun davranmazlar.
Kandıranlar, dünyayı yaşanmaz bir hale getirirler. Belli duyguları ve temel ihtiyaçları şüphe duyulmayacak şekilde en zeki insanları bile yalanlarla ikna ederek çıkarları için insanlara yakışmayan davranışlarla insanları kandırarak güven duygularını, neşelerini, sevgilerini saygılarını çalarlar.
Kandıranlar için kandırmak, “ruhsal doyumdur”, kandırılanlar için ise “ruhsal yıkımdır”. Kandıranlar, karşısındakileri ezerek üstün olmaya çalışırlar ve karanlığın içine iterler. Doğruları söylemenin kötü sonuçlarını düşünerek hep ön planda olmak, ikinci plana düşmemek için gerçeklerin üstünü örterek yaşarlar.
Kandıranlar, başkalarını küçümserler ve kimseye düşüncelerini açık şekilde söylemezler. Bilim gerçekleri ortaya çıkardığı için, insanları bilimsel düşündürmek yerine karşısındakilere önce hayal kurdururlar sonra da o hayalleri söylediklerini yapmayarak yıkarlar. Başkalarının üstüne basarak bir yerlere gelmek için her yola başvururlar.
Kandıranlar, bencil ve hırslı olurlar, isteklerinin yerine gelmesi için başka insanlara acımadan kötülük yaparlar. Kendilerinin fayda görecekleri çıkar için yanlışlıkları savunmaktan çekinmezler. Menfaatleri doğrultusunda her renge girerler. Kendilerine ihtiyaç duyulduğunda ise toz olurlar duman olurlar, ortadan kaybolurlar.
Kandıranlar, zayıf, yetersiz ve güçsüz gördükleri kişilere tepeden bakan kıskanç ve iki yüzlü kimselerdir. Bunlar aptal ve akılsız yerine koydukları iyi niyetli ve namuslu kimselerin önce kendilerine güvenmelerini sahte kimliklerle sağlarlar, sonra da bu insanları güzel vaatlerle kandırırlar.
Güç ve para kazanmak için, başkaları üzerinde kontrol kurmaya çalışırlar. İstediklerini elde etmek için kullandıkları insanlara istediklerini yaptırırlar, sonra da bir köşeye atarlar Kendilerinin mutlu ve başarılı olmaları için başkalarını mutsuz etmekten, onlara acı çektirmekten utanmazlar.
Kandıranlar, kandırdıklarının acı çekmelerine sebep olurlar. Hırsları doğrultusunda hedeflerine ulaşmak için başkalarını kandırmakta sakınca görmezler. Kendileri için güvenli ve avantajlı şeyleri kaybetmemek ve kolayca ulaşabildikleri yaşam tarzının kaybolmasından korktukları için kandırma yollarına başvururlar.
Kandıranlar, neyse o olmayan, uzak durulması gereken menfi kişiliklerdir. Önce ben ve benim önceliklerim derler. Kandırmak için yalanları hazır olan ve her zaman da haklı olabilecekleri yalanları bulup söylerler. Ezilen olmak yerine ezen olmayı tercih ettikleri için de karşısındakilerin duygularıyla oynarlar.
Kandıranlar, çok yüzlü maske takarlar, niyetlerini ve amaçlarını gizlerler. Kafalarının içi aldatma, sahte davranış, çirkin ve ahlaksızca planlarla doludur. İnsanları etkilemek, onlara şirin gözükmek için karşısındakilerin duymak istedikleri gibi konuşurlar. İşleri de kandırdıkları insanlara yaptırırlar, ödülleri de kendileri toplarlar.
Kandıranlar, işlerine geldiği gibi konuşan ve dikkat edilmesi ve korkulması gereken insanlardır. İnsan kullanmayı sanat haline getirdikleri için işlerinin düştüğü kimselerle çok çabuk samimiyet kurarak işlerini yaptırırlar, işleri bittiğinde de buruşturup çöp kovasına atarlar.
Kandıranlar, ayıplarını ve kusurlarını planlı şekilde saklamasını bilirler. Her konuda kendilerini düşünen, söyledikleri birbirini tutmayan, ön yargılı, dik kafalı ve cahil insanlardır. Hep kendi istediklerinin olması, hep kendi dertlerinin dinlenmesi, hep kendilerinin sevilmesi, hep kendilerine değer verilmesi için herkesi kandırırlar.
Kandıranlar, kendilerine değer veren, güvenen insanları aptal yerine koyarak kandırdıkları için dünyanın en nefret edilmesi gereken istismarcı insanlardır. Bu insanlar güven duygusunu çalarlar. “üç kuruşluk menfaat için;” güven duygusunun”; yitirilmesine ve insanların kendilerine olan sevginin, saygının, gülüşün, neşenin çalınmasına sebep olurlar.