Dün sosyal medyada bir video gördüm. Aslında izlerken ağladım, sonra utandım, sonrasında ise öfke topuna döndüm...

Videodaki Çocuk, geçmiş Ramazan ayında ailesiyle mutlu bir şekilde vakit geçirdiğini, ancak bu sene durumun farklı olduğunu dile getiriyordu. Katil İsrail'in saldırıları altında, ailesiyle huzurlu bir şekilde iftar yapmanın artık hayal olduğunu anlattı.. Bu sözler, insanın yüreğine saplanan bir hançer gibi acıttı.

Düşündüm sonra, gerçekten de yaşadığımız anların kıymetini biliyor muyuz?

Bu çocuk, ailesiyle ve memleketiyle daha fazla zaman geçirebilseydi, daha fazla anı biriktirebilseydi, belki de o anların kıymetini daha iyi anlardı.

Ancak savaşın ve zulmün gölgesinde, bu lüksün bile kendilerine verilmediğini düşündüm.

Ne kadar da aciziz...

Kendi konforumuz ve güvenliğimiz içinde yaşarken, başka coğrafyalardaki insanların çektiği acıları unutuyoruz. Unutuyoruz ama unutmamalıyız. Bu video, bize hatırlatıyor ki, insanlık olarak daha duyarlı olmalıyız, daha empati kurmalıyız ve daha fazla yardım etmeliyiz.

Anıların kıymetini bilmek, belki de yaşadığımız anları daha derinlemesine yaşamamızı sağlar. Belki de sevdiklerimize daha sık sarılır, onlarla daha çok vakit geçiririz. Belki de dünyadaki zulme karşı daha fazla ses çıkarırız. Belki de bir gün, bu tür videoları izlememek için, dünyayı daha iyi bir yer haline getiririz.