“Bu ülkede banka soyarken kar maskesi, ülke soyarken atatürk maskesi takılır" diyen Uğur Mumcu döneminden bu güne değişen pek fazla bir şey yok. Günümüzde de ‘Atatürk, Laiklik, Cumhuriyet’ gibi kavramları maske yaparak, yaptıkları her şeyi meşru gören bir zihniyet var. Filistin mitingine Kelime-i Tevhid bayrağı ile giden bir vatandaşı darp eden saldırgan ‘ikibin tl’ karşılığında serbest bırakıldı. Sokakta yürürken elinizde bir tesbih, başınızda bir takke varsa yahut İslamî şiardan bir parça esinti üzerinize sirayet ettiyse,  bir saldırgan ‘’Burası laik bir ülke’’ deyip size saldırdığında küçük bir meblağ ile serbest kalacak. Üstelik sekülerler tarafından kahraman ilan edilerek...

Ürkütücü değil mi?

Bu kadar mı peki?

İslam’a hakaret eden bir avukatın ‘’Laik bir ülkeyiz’’ diyerek, TDK’da açıkça karşılığı ‘din’ olan bir kavrama çok ağır küfür etmesine rağmen bir gün içinde salıverilmesi, Kur’an’a tekme atanların, Kâbe’ye hakaret edenlerin elle tutulur ceza almaması gelinen noktanın korkunç boyutlarını gözler önüne seriyor.

Yapılan her sözlü/fiili saldırıyı ‘laiklik’ kılıfı ile meşru gösteriyorlar, ellerindeki medya gücüyle, trollerin tweetleri ile bir şekilde adaletsizliklerine kulp bulmaya devam ediyorlar. Müslüman ilim insanları ise hiçbir hakaret etmeden konuşma hakkından bile mahrum bırakılıyor. Troller tarafından tehdit ediliyor, hedef gösteriliyor.

Hadi hepsini geçtim yahu biz bebek katili siyonistleri protesto ederken bile bu güruhtan izin mi alacağız?

28 Şubat’ları aşmadık mı hâlâ?

Müslümanların değerlerine hakaret ediliyor ve bu hakaretler İslam düşmanı avrupalı islamafobikler tarafından bile -Hollandalı aşırı sağcı dangalak sık sık sahneye çıkanlardan-  alkışlanıyor. Türkiye’de sekülerler adeta Müslümanlarla dalga geçer gibi bunu sık sık tekrar edip duruyor.

İslam’ın kutsallarına yapılan hakaretler normal karşılanıyor. Resulullah’a (sav) hakaret eden dergiler ifade özgürlüğü olarak görülüyor.

Anadolu halkını seçimden seçime hatırlayıp, hassasiyetlerinden dem vuranlar neden bu hassasiyetlere yapılan saldırılara karşı sessiz kalıyor?

Bu ülkede ifade özgürlüğü neden sadece Müslümanlara yok?

Yahu dindar insanlara yapılan fiziki saldırılar bile geçiştiriliyorsa söylenecek söz var mı?

Bir adam Siyonistleri protesto etmek için en doğal hakkını kullanıp mitinge -üstelik devlet ricali tarafından düzenlenen bir mitinge- katılmaya giderken kan revan içinde bırakılıyorsa, bu eylem bile ‘laiklik’ kılıfı ile meşru gösteriliyorsa ve saldırgan tekrar aramızda elini koluna sallayarak dolaşıyorsa yazacak ne kalmıştır ki?

Bir hiçbir hakaret etmeden, kimseye fiili zarar vermeden sadece yakın tarihe dair konuştuğu için ters kelepçe ile hapse atılan insanları düşünün bir de bu bahsettiğim manzarayı… Ve sadece kıyas edin…

Dini değerlere ağır küfür eden bir avukatın hiçbir ceza almaması daha tazeliğini koruyorken, Efendimize (sav) hakaret eden dergi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirildi.

Yazılacak daha o kadar çok şey var ki…

Müslümanları korkutarak sindirmeye çalışanların kendilerine dayanak yaptıkları birkaç söylem (slogan) ile daha ne kadar hududu aştığını izleyerek görelim. Müslümanların seçimden seçime oyunu isteyip, değerlerine sahip çıktıklarını iddia edenlerin de suskunluklarını hayretle temaşa edelim.

Yazımın başında Uğur Mumcu’dan alıntıladığım sözün ikinci kısmını şu şekilde güncelliyorum:

‘’Bu ülkede …,  İslam’a sövülürken daima laiklik maskesi takılır.’’

Üstad Necip Fazıl Kısakürek yarım asır öncesinden ne güzel de ifade etmişti:

‘’ Öz yurdunda garipsin,

Öz vatanında parya…’’

Ve geçtiğimiz gün vefat yıl dönümü dolayısıyla rahmetle andığımız Malcolm X ‘den  kıtaları aşan bir tespit:

‘’İslâm’a sövmekten başka fikri olmayanlar; fikrin değil İslâm’a sövmenin özgürlüğünü istiyorlar. ‘’

Unuttukları bir şey var ki:

İslâm kıyamete kadar güneş gibi nuruyla aydınlatacak, batıl ise daima kaybetmeye mahkum…

Selam ve dua ile…