Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde, sadece bir hükümdar değil, aynı zamanda bir dönemin simgesi olan Sultan II. Abdülhamid Han, bugün ölüm yıldönümünde, tarihimizin önemli bir figürü olarak hafızalarımızda yerini koruyor. 1842 yılında İstanbul'da doğan ve Osmanlı tahtına 1876 yılında geçen Abdülhamid Han, yaklaşık 33 yıl boyunca ülkeyi yönetmiş ve pek çok önemli döneme tanıklık etmiştir.
Abdülhamid Han, tahta çıktığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nun içinde bulunduğu zorlukları ve dış tehditleri göğüslemek durumunda kalmıştı. Balkanlar'daki isyanlar, Rusya ve Avrupa devletlerinin baskıları, iç karışıklıklar ve ekonomik sıkıntılar, onun döneminde imparatorluğun karşı karşıya olduğu temel meselelerden sadece birkaçıydı.
Ancak Abdülhamid Han, bu zor zamanlarda bile ülkesini ayakta tutmak için çaba sarf etmiş, reformlar gerçekleştirmiş ve Osmanlı topraklarını korumak için diplomatik manevralar yapmıştır. Özellikle, 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, imparatorluğun sınırlarını korumak için büyük çaba harcamış ve bölgesel dengeyi sağlamaya çalışmıştır.
Abdülhamid Han'ın saltanatı, yalnızca siyasi olaylarla değil, aynı zamanda kültürel ve sanatsal gelişmelerle de önemli bir dönemi işaret eder. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde modernleşme hareketleri hız kazanmış, eğitim ve altyapıda iyileştirmeler yapılmış, sanat ve edebiyatta önemli eserler ortaya çıkmıştır.
Ancak, Abdülhamid Han'ın saltanatıyla ilgili tartışmalar da hiç eksik olmamıştır. Bazıları onu despotik bir lider olarak nitelendirirken, diğerleri ise ülkenin zor zamanlarında onun liderliğinin gerekliliğini vurgulamaktadır. Her ne olursa olsun, Sultan II. Abdülhamid Han, Osmanlı İmparatorluğu'nun karmaşık ve çalkantılı bir döneminde liderlik etmiş ve ülkenin geleceği üzerinde derin bir etki bırakmıştır.
Bugün, onun ölüm yıldönümünde, Osmanlı tarihine ve onun dönemindeki olaylara olan ilgimizi yeniden canlandırmak ve gelecek kuşaklara bu önemli liderin mirasını aktarmak için bir fırsat olarak değerlendirebiliriz. Sultan II. Abdülhamid Han, ülkesine ve milletine olan bağlılığıyla hatırlanmaya devam edecek ve tarih sayfalarında önemli bir yerini koruyacaktır.