Depremin üzerinden bir sene geçti. 6 Şubat 2023’te gece ve öğleden sonra yaşanan iki büyük deprem ile pek çok şehirle birlikte kentimiz de büyük yıkıma uğradı. Depremin üzerinden belli bir süre geçtikten sonra, bana bir edebiyatçı olarak depreme dair hislerimi, yaşadıklarımı neden yazmadığımı soran arkadaşlarım oldu. Ancak ben büyük acıların yaşandığı kadar yazılmasının da zor olduğunu düşünüyorum. Hayatımda yaşadığım büyük acıları yazamamak gibi bir huyum var. Edebiyatçıların acıdan beslendiği söylenir. Ben ise acı ile tıkanıyorum. Uzun süre kalemimi rafa kaldırıyorum. Acılar, yaşandığı kadar yazılması da zor olan şeyler. İnsanın hatırlamaya bile cesaret edemediği hadiseler var hayatında…

6 Şubat 2023 depremi de dimağımızda korkunç bir yer edindi.

5 Şubat 2023’te şehrin sokaklarında gezerken gece yaşanacaklardan hepimiz habersizdik. Şehre kadim çehresi ile son kez bakıyorduk. Son kez temaşa ediyorduk Söğütlü Camiî ve Malatya’nın caddelerini...  Büyük Otel son kez ışıklarını yakıyordu o akşam. Pek çok hemşehrimiz son akşam yemeğini yiyip, son kez yatağına giriyordu.

O akşam Malatya derin bir karanlığa gömülüyordu. Gece 04 :16’dan sonra bu sessizlik yerini büyük bir yıkıma bırakacaktı. Malatya gece depremi ile sarsılıp, gündüz ise tamamen yıkılacaktı. 1 senedir toparlanmaya çalışan şehrimiz 6 Şubat’ta aldığı darbeyi uzun süre daha üzerinde taşıyacak gibi duruyor.

Depremden sonra uzun süre sessizliğe büründü şehir. Gidip gelmeyenler hâlâ var. Şehrin sokaklarındaki o karanlık vakitleri, bir tanıdık sima arayan bakışlarımızı, kasvetli caddelerde adımlayıp, hüzünle gidip gelmelerimizi nasıl unutabiliriz. Şehir gözümüzün önünde yıkıldı günden güne…

Şimdi yürüdüğümüz sokakları bile tanıyamıyoruz. Şehir baştan aşağı değişiyor. İnsanlar ise hâlâ mutsuz ve yılgın.

Eskiden yaklaşan yerel seçimlerde cıvıl cıvıl olan Malatya şimdi derin bir sessizlik içinde.

İnsanların yüzlerine kadar sirayet eden bu karamsarlık, tükenmişlik hali, Malatya’nın eski neşeli günlerini özlemle hatırlatıyor daima.

Eski Malatya eskiden Battalgazi’nin merkeziydi. Şimdi ise zihnimizde kalan anılar.

Depremin üzerinden geçen 1 senede değişen şey çok fazla. Peki ya değişmeyenler?

Hâlâ insanların üç kuruşuna göz diken fırsatçılar, karaborsacılar, akbabalar yok mu?

Acılarını yaşayan insanları bile dolandıran taş kalpliler yok mu?

Hırsızlık hâlâ devam etmiyor mu?

Ağır hasarlı binalardan bile bir şeyler çalmaya çalışan insanlar maalesef ki olmadı mı?

Malatya elbette toparlanıp, ayağa kalkar. Belki 10 sene sonra eskisinden daha modern, ihtişamlı bir şehir olur. Daha konforlu evler, daha lüks caddeler ile yaşam akıp gitmeye devam eder. Ancak bizim kuşak için 6 Şubat’tan öncesi hep hasretle anılacak. İçimizde hep burukluk, hep bir özlem kalacak. Yitip giden canları, çocukluğumuzun, gençliğimizin geçtiği kadim mekanları, buluşma noktalarını, hafızamızda yer etmiş anıları özlemle yâd etmeye devam edeceğiz.

Malatya, Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep başta olmak üzere depremin yıktığı tüm kentlerde vefat eden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, kalan sağlara bol sabır ve tahammül gücü diliyorum.

Böylesi musibetlerin bir daha yaşanmamasını, yaşanılanlardan hakkıyla ibret alınmasını temenni ediyorum.