Yeryüzünün en masum en mazlum ve cesur halkını silahla, zorbalıkla, baskıyla ve hatta soykırım ile yok edemeyenler, bugün o halkı açlıkla, yoklukla ve yalnız bırakarak yok etmeye çalışıyor...
Evet bugün yeryüzünde masum bir topluluk var ise oda Gazze halkıdır. Yok yere toprakları yalan edildi, evleri yıkıldı, canlarını verdiler ve yurtlarından zorla çıkarıldılar...
En cesur halk Gazze halkıdır. Çünkü bir avuç cengaverle, dünyanın en gelişmiş silahlı, teknoloji ile donanmış askerlere karşı özgürlüğü için mücadele ediyorlar...
Bilgin ve hakkı konuşan bir hanımefendiden dinlemiştim. Şöyle diyordu; Gazze büyük bir zafer kazanacak. Gazze’de savaşan bu mücahitler zaferden sonra gelip bizi de kurtarsınlar.”
Dünya esaret altında, dünya işgal altında. İslam devletlerinin namusu, izzeti ve şerefi ayaklar altında ve mümkünse bu mücahitler, kendi ülkelerini kurtardıktan sonra gelip bizi de kurtarsınlar...
Zira onlar hiçbir şekilde zalime teslim olmadılar. Evet öldüler, yaralandılar, evleri yıkıldı, toprakları istila edildi, aç kaldılar, soykırıma tabi tutuldular, topraklarından sürüldüler ama teslim olmadılar...
Zalime hiçbir şekilde el açmadılar, kimseden yardım beklemediler, kimseden yardım da almadılar. Tek başlarına savaştılar ve İslam’ın izzetini, şerefini, namusunu korudular...
Bugün İsrail terör devletine karşı özgürlüğü için mücadele veren bu mücahitler, yeryüzünde şuan yaşayan en şerefli, en cesur ve en imanlı savaşçılardır. Allah bizlere bile onlara yardım etme fırsatı vermedi ve tek başlarına dünyanın en büyük gücüne, en büyük silahlarına ve en büyük fitnesine karşı savaştılar...
Allah onları aziz ve şerefli kıldı, Allah onlara cenneti nasip eylesin. Bizler de onlar gibi imanla, aşkla, cesaretle çalışmalı ve zalim düzene karşı mücadele etmeliyiz. Onlar gibi ölümden korkmayıp şehadeti arzu etmeliyiz. Lakin bizler onların ayaklarına su bile dökemeyiz. Çünkü onlar şehadete aşıklar ve ölüme  bir nefes kadar yakınlar...
Allah onlara zafer nasip eylesin, Allah onları, zalimlere karşı galip kılsın...
Bugün o masum halk açlıkla yoklukla mücadele ederken bizler sıcacık evlerimizde yiyor içiyor eğleniyoruz, sıcacık yataklarımızda mışıl mışıl uyuyoruz. Sormak bana düşmez belki ama o masum çocuklar öldürülürken, bedenleri parçalanırken, açlıkla imtihan edilirken, soykırıma uğrarken bizler nasıl yataklarımızda uyuyabiliyoruz, nasıl hiçbir şey olmamış gibi yiyip içebiliyoruz. Hayret doğrusu...
Madem savaşacak gücümüz yok, o halkın öldürülmelerine mani olamıyoruz, bari hiç olmazsan bu halk için bir şeyler yapın. Ekmeğinizi bölüşün, çocuklar açlıktan ölmesin...