Beyni yıkananlar, beyinlerini yıkayanlar "Aç kalacaksın, susuz kalacaksın, taş üstünde yatacaksın" deseler sonlarını düşünmeden denilenleri yerine getirirler.
Kendi doğrularına inanmadan başkalarının “düşüncelerine” ve sömürücü anlayışına” bağlı yaşadıkları için, verimsizleşirler. Günlerini, yokluk ve yoksunluk içinde geçirirler.
Beyinleri yıkanan insanlar; meleklere şeytan, şeytanlara melek diyene kendini öz karakterlerini kaybettikleri için, düşünemeden inanırlar. Sadece kendilerine denileni yapan zavallı köleler gibi başkalarının ektiklerini biçerler.
Kendi benliklerini kaybettikleri, kendi başlarına düşünemedikleri ve başkaları onların adına düşündüğü için, akıl ve ilimden uzak, sorgusuz sualsiz bir hayat yaşarlar. Cehalete dayanan bir teslimiyet ve itaat kültürü ile yaşarlar ve kendilerine verilen emirleri yerine getirirler.
Birlikte yaşanması ve iş yapılması zor olan ve özgüvenleri olmayan kişilerdir. Bu kişiler verdikleri kararlar doğru olsa bile, başkalarının sözüyle hareket ederler. Kendi görüş ve düşüncelerinden arınırlar, başkalarının görüş ve düşüncelerini savunur hale gelirler.
Güvenilmemesi gereken kişilerdir, kendilerini yönlendirenlerin söylediklerinin doğruluğuna, yanlışlığına, kendilerine ve topluma faydasının veya zararının olup olmadığına bakmadan, onların etkisi altında kalarak bir dediklerini iki etmezler.
Özgür iradelerini ortadan kaldırırlarken hala özgür hareket ettiklerini düşünürler. Kendilerine ait olan düşünce ve dünya görüşlerini başkalarının etkisiyle değiştirirler. Soru soramadan, sorgulayamadan, yönlendirenlerin dediklerini kayıtsız şartsız doğru kabul ederler.
Nerede ne yapacakları belli olmayan kişilerdir. Kolay etki altına alınırlar ve düşüncelerini devamlı olarak sağa sola yön değiştirirler. Bugün evet dediklerine bir bakmışsın, birinden farklı bir şey duyduğu için başka bir zaman rahatlıkla hayır derler.
Beyinleri yıkananlar; insan kullanma sanatını iyi bilenlerin, bilimselliği dışlayanların yap dedikleri şeyleri itiraz bile etmeden yapan pasif kişilerdir. Bu tipler, çevrelerinde olan hiçbir şeyin farkında olmadıkları için art niyetli insanların etkisiyle onların isteklerine göre hareket ederler.
Beyinleri yıkananlar; “temiz, yufka yürekli, merhametli, hassas, kolay incinen, başkalarını hiç üzmek istemeyen ve çabuk üzülen” tiplerdir.
Bu iyi niyetli insanlar, kendilerini yönlendirenler adalete de vicdana aykırı da olsa “haklılık haksızlık aranmazlar”, söylediklerinin önünde eğilirler.
Kendilerini yönlendirenlerin yanılmazlığına inanırlar, onların bak dediklerine bakarlar, onların gör dediklerini görürler, dinle dediklerini dinlerler. Gerçeklerin farkında olsalar da kendi yapmak istediklerini, kendi bildiklerini ve düşündüklerini söyleyemezler.