“Ben vatandaşımı enflasyona ezdirmem” diyordun ya Hünkârım…

Acaba “SSK emeklisi” vatandaşın değil mi?

Oysa askerliğimizi yapıyoruz, vergilerimizi ödüyoruz, “oy”umuzu kullanıyoruz.

Hem de sana/yirmi yıldır hep sana oy veriyoruz.

Vatan için gerektiğinde ölüyoruz.

Hem de hep biz ölüyoruz…

O halde biz vatandaş değil miyiz?

Vatandaşsak bu ne biçim maaş taksimatı?

Aralık ayı enflasyonun açıklamasıyla birlikte memur ve memur emeklilerinin alacağı maaş zammı yüzde 45.25 olarak belirlenirken SSK ve Bağ-kur emeklisi neden yüzde 37.56 oluyor?

Hünkârım…

Bazen aklıma takılıyor da; bütün bu olup bitenlerden haberdar mısınız?

Yoksa bazı şeyler zat-ı alinize yansıtılmadan mı yapılıyor?

Örneğin bir milletvekilinin maaşı 142 bin TL olması için kararlar verilirken 7.500 TL alan bir SSK ve Bağ-kur emeklisine neden yüzde 37.56 zamla reva görülüyor?

Bir de “kök maaş” denilen bir garabet çıkartmışlar, ondan da haberin var mı?

Şayet yapılması ön görülen bu yüzdelik zamlar “kök maaşa” göre yapılırsa, gör garibanın feryadını…

Hünkârım; biliyorum siz bu adaletsizliğe asla rıza göstermezsiniz,

Zira memleketimdeki maaş taksimatı hakikaten vahim.

Hünkârım; siz ki; “vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyiz” diyorsunuz…

Sözünüzün söz olduğunu biliyoruz ve yarım asırdır hep sizin sözünüze güvendiğimiz gibi yine güvenmek istiyoruz…

Lakin bu seferki enflasyon öyle böyle ezdirmeyecek bizi…

Üstümüzde buldozer gibi geçmeye hazırlanıyor.

Çatırdayan kemiklerimizin sesini duymak istemiyorsanız bu gidişata DUR deviriniz.

Durdurun bu enflasyon canavarını.

Yoksa hepimizi yutacak…

Hünkârım,

En düşük maaşlı bir ssk emeklisi olarak sizden en büyük talebimiz şu kök maaşa bir çözüm getiriveriniz.

Hangi işgüzar bu kök maaşını çıkartıysa, bu korkunç bir adaletsizlik…

Üzerinde çalışılması için talimat verdiğinizi biliyorum, bir an evvel bu sorunumuzu çözer bundan böyle gelecek zamlardan bizler de faydalanırız inşallah…

Hünkârım; hani diyordunuz ya; “şahlanacağız!”

Şahlanmanın tam olarak ne anlama geldiğini öğrenmek için sözlüğe baktım…

İki anlamı varmış bu kelimenin, birincisi; “ön ayaklarını havaya kaldırarak arka ayakları üstünde dikelmek” ve ikincisi; “taşkın davranışlarda bulunmak, kükremek, coşmak…”

Coşmak mı?

Sürünen bir insan nasıl coşabilir…

Hünkârım;  enflasyon canavarının altında belimizi doğrultamıyoruz ki kükreyelim coşalım, şahlanalım…

SSK ve Bağ-kur emeklisi olarak istirahate çekilip maneviyatımızı güçlendirmemiz gerekirken bir ekmek kapmak için sürünüyoruz ömrümüzün şu son demlerinde…

Dedim ya memleketimin maaş taksimatı arasında korkunç bir fark ve zulüm var…

Yani şunu anlatmaya çalışıyorum Hünkarım; hem de çok sevdiğin şairin diliyle…

“Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa”