Sanayiye işiniz düştü mü bugünlerde?

Aman bugünlerde  sanayiye işiniz düşmesin…

Hatta hiç düşmesin.

Lakin gariban olup da hasbelkader bir araç sahibi de olmuşsanız ister istemez sanayi sizin ikinci adresiniz oluyor.

Benimkisi bugünlerde öyle oldu.

Vitese geçmekte zorlanıyordu araç, daha önceden de birkaç kaç kez gittiğim birine gösterdim; “baskı balata değişecek” dedi.

“Tamam usta” dedim.

Kaba (biraz da kabarık) bir hesap çıkarttı…

Ona da “tamam usta” dedim.

Adam belki de piyasanın iki katını söylüyordu ancak yapılacak bir şey olmadığı için “tamam” dedim çünkü başka yerlerde; “aracı bırak birkaç gün sonra gel” diyorlardı.

Benim de en sevmediğim şey“aracı bırakmak” bırak diyerek aracı haftalarca bekletilmesidir.

O nedenle paragöz ustanın her emrine “tamam usta” demek zorunda kalıyorum.

İlk gün akşamı ettim ayaküstü…

Neyse ki aracı alınca sinirlerim biraz yatışır gibi oldu.

Meretin direksiyonuna geçti mi insan tüm yorgunluğu ve deste deste verdiği paracıkları unutuveriyor insan.

Eskilerde ne yapıyorduk, bilmiyorum ama şimdi araçsız edemiyor insan.

Eskilerde günde kilometrelerce yol yürürdüm, yılda bir iki ayakkabı aşındırırdımyine de umurumda olmazdı.

Şimdi araçsız şurdan şuraya ayak atamıyorum.

Araç elim ayağım…

Organlarımdan birisi nasıl olmazsa olmuyorsa araç da olmadan olmuyor işte…

Ve sanayi…

“İkinci el araç sahiplerinin ikinci adresi” demiştim.

Verdiğim paraları bir taraftan sayarken diğer taraftan da “tamam mı usta” tama demişti, inşallah bir eksiklik bırakmadın, temiz yaptın” demiştim, “tamam” demişti.

Hay tamamına be usta!..

Ve bugün yine aracı götürdüm, bu kez “termostat da değişecek” demişti, “tamam usta” dedim.

Yine günü akşam ettim ve yine bir deste para bıraktım.

Şimdi araç yine vitese geçmiyor, sıfır termostat taktırdığını söylediği halde klima da pek ısıtmıyor…

Aradım; “yarın yine getir” dedi.

Yarın yine götüreceğim…

O yine “şurayı şurayı değiştim” diyecek, yine bir deste para alacak…

Ancak…

Yahu bu sanayinin düzeni nasıl çalışıyor?

Bir insan aklına gelen parayı mı ister yoksa hak ettiği parayı mı?

Sahi “el emeği” denilen meblağ o kadar mı tutar?

Usta denilen mahlûklar günde bu kadar para kazandığı halde neden hala “aç” rolünü oynuyorlar?

Ve bu sanayi kesimi neden doymuyor?

Sonra bunların bir gözeteni, kontrol edeni yok mu ki “el emeği” diyerek soygun gibi para alıyorlar.

Ve değerli okuyucularım;  beni iki dakikalığına yalnız bırakır mısınız?

(Biraz içimi boşaltacam da…)

“El emeği” diyerek deste deste para alan usta; (hak etmediğin parayı aldığın için) elin korusun, tamam mı?

Doğru dürüst işini yapmadığın için aldığın paranın bereketi azalsın, tamam mı?

Tamam mı usta, aracı yarın da getireceğim bu aracı temiz yapmadan verirsen Allah senin belanı versin tamam mı?

Tamam mı usta…