Gökyüzü hüzünle ağlıyor; gözyaşları yerdeki kederle buluşuyor. İki günde, tam 12 şehir, 12 ev, 12 aile...

Her biri, kendi hikayesiyle, kendi umutlarıyla, kendi hayalleriyle...

Ve her biri, bir anda, sessizliğe bürünmüş. İçim yanıyor, sözler yetmiyor anlatmaya.

Her bir haber, bir nefes daralması gibi. Şehit olanların yaşlarına bakıyorum; o genç yüzler, hayat dolu gözler.

Birer birer, tüm hayalleri, tüm gelecekleri, gözlerimizin önünde sönüyor.

Anne babaların, eşlerin, evlatların, kardeşlerin yürekleriyle yankılanıyor bu acı.

Bu kayıplar, sadece rakamlardan ibaret değil.

Her biri, bir evin neşesi, bir ailenin umudu, bir yüreğin parçası.

Bir şehir, bir evlat, bir eş, bir anne baba, bir kardeş...

Ve her biri, bizim de bir parçamız.

Kelimeler, bu yas ve kaybı tanımlamakta yetersiz kalıyor. Ancak hissedebiliyoruz; içimizdeki o boşluk, o acı, o yankı...

Genç yaşta hayatını kaybeden bu evlatlar, bu ülkenin geleceği idi.

Onların ardında bıraktığı miras, sadece hüzün değil, aynı zamanda bir cesaret ve fedakarlık öyküsü.

Bu acıyı tarif etmek güç. Ancak unutmamalıyız ki, bu gençler, bu ülkenin yarınları için en değerli varlıklarını, canlarını feda ettiler.

Onların hatırası, bu toprakların her köşesinde yaşayacak, anıları her daim taze kalacak.

Bu zor günlerde, birlik ve beraberlik içinde olmalıyız.

Acılarımızı paylaşmalı, şehitlerimizin ailelerine omuz olmalıyız. Onların acısı, hepimizin acısı; onların yası, hepimizin yası.

Gözlerimiz dolu, yüreklerimiz buruk, ama başımız dik.

Bu acıyı birlikte aşacağız, bu kederi birlikte taşıyacağız.

Şehitlerimizin anısına, daha güçlü, daha kararlı, daha birlikte olacağız.

Ve unutmayacağız, unutturmayacağız.

Her bir şehidimizin adı, bu ülkenin tarihinde altın harflerle yazılmıştır.

Onların fedakarlıkları, cesaretleri, sevdiklerine olan bağlılıkları, bizlere ilham kaynağı olacak.

24 saatte kaybedilen 12 yürek, gökyüzünde parlayan 12 yıldız gibi, hepimizin gönlünde yaşayacak.

Onların mirası, bu ülkenin geleceğini aydınlatacak.

İçimiz yanıyor, evet, ama bu ateş, bir umut ışığına dönüşecek.

Onlar sayesinde, daha güçlü, daha cesur, daha birlikte olacağız.

Ve yarın, güneş yeniden doğduğunda, bu karanlığı aydınlığa çevirecek olan, onların anıları, onların fedakarlıkları olacak.

Gözyaşlarımızı silip, başımızı yukarı kaldırarak, "Onlar için, onların anısına" diyeceğiz.

Ve yürüyeceğiz, onların izinde, onların yolunda, daha güçlü, daha kararlı, daha umutlu bir geleceğe doğru.

Unutmayacağız, unutturmayacağız.

Onlar, bu toprakların sonsuz kahramanları...