Yedi güzel adamdan biri olan Rasim Özdenören’in “Müslümanca Düşünmek Üzerine Denemeler” adlı eskimeyen kitabı da tam olarak Müslümanca düşünmenin nasıl olması gerektiğini anlatmaktadır.

Konuşmanın Türkçesi, Fransızcası ve İngilizcesi varsa düşünmenin de kafirce, müşrikçe ve Müslümanca dilleri vardır.

Bu çağda nefes alıp veren her Müslümanın, Rasim Özdenören’in bu kitabını satır satır okuması gerektiğini tarihe not düşüyoruz.

Bu yazımızda kitabın ana fikrini yansıtan birkaç konuyu gündeme taşıyacağız.

Şu noktayı da belirtmeliyiz: Tırnak içinde verdiğimiz cümlelerin hepsi kitaptan alıntıdır.

KÖTÜ BİR DÜNYADA İYİ BİR MÜSLÜMAN OLMAK

Kitapta geçen bu başlık, eserin içeriğini enfes bir şekilde yansıtmaktadır.

“İslâm'ın vahyedilmeye başlandığı ilk yıllarda, Müslümanlar kötü bir dünyanın en kötü şartları altında en iyi Müslümanlar olarak kalabilmişlerdir.

Ne var ki, Asr-ı Saadet Müslümanlarının içinde yaşadıkları dünyaya karşı takındıkları tavırla günümüzde kendisine Müslümanım diyenlerin tavrı arasındaki fark göz ardı edilmeyecek kadar önemlidir.”

Evet, “kötü bir dünyada iyi bir Müslüman olarak kalabilmem için kötülüklerin ortasında bile benim namaz, oruç gibi ibadetlerimi yerine getirebilmem, faiz, fuhuş gibi yasaklardan kaçınmam yetmiyor. Aynı zamanda kötülüklerin ortadan kaldırılabilmesi için mücadelede bulunmam gerekiyor.”

Demek ki, elimiz cebimizde değil, elimizi taşın altına koyarak bir şeyler yapabiliriz.

Özdenören bugün Müslümanlar’ın inandığı doğrular adına yaşayan, kendi gerçeklerini başkalarına kabul ettirme hamlığını göstermeyen ve fedakârlığı temsil eden Don Kişotça bir tavrı benimsemesi gerektiğini söyler.

“Müslümanlar bugün, İslâm adına tek tek Don Kişotça bir hayatı yaşamayı göze almalı ve öyle bir hayata talip olabilmelidir.”

CELLATLAŞANLAR!

Rasim Özdenören, kitabının ilk sayfasında kötü bir dünyada yaşayan ve kötülük makinası kesilenlere dair çok çarpıcı örnekleri gözler önüne seriyor.

Bunlardan birine el feneri tutalım…

“En aç insanın fotoğrafını çeken foto muhabiri altın madalya ile taltif edilirken, fotoğrafı çekilen aç bebenin sırtından para kazanabilen becerikli gazeteciler tebriklere boğulurken, aç insanların kendi halleriyle baş başa bırakılmasında bir bozukluk olsa gerek.”

Burada, yanı başında akbaba bulunan bir bebeğin çaresizliğini fırsata çeviren foto muhabirinden söz edilmektedir.  Ayrıca insanlık suçuna ortak olanların bu duyarsız adama ödül takdim etmesi de insanın kanını donduran üzücü bir olay olarak karşımıza çıkar.

Dünyanın çivisinin çıktığını gösteren dikkat çekici bir örneği müşahede etmekteyiz.

Paranın hatırına, aç-susuz, çırılçıplak bir bebeğin başına akbabanın üşüşmesine izin vermek… Yavrucağın fotoğrafını çekmek için onun ölümünü sessiz sedasız beklemek…

Sonuçta insanların canını sudan ucuz gören cellatlar…  

KÖSTEBEKLEŞENLER!

Gözümüzün önünde akan olayları gözlerimiz görmez olmuş, yoksa köstebek familyasından mıyız?

Minicik çocuklar küçük yaşta materyalist bakış açısıyla yetiştiriliyor. Fakat biz olup bitenleri anlayamıyoruz. Bir türlü çözüm üretemiyoruz.

Sözü burada Özdenören’e bırakıyoruz: “Artık minicik çocuklar bile ‘para kazanmak’ yahut vurgun vurmak sevdasındadır.

Çikletler artık çiğnenmek için satın alınmıyor. Paketlerin içindeki numaralı resimleri biriktirip bir seriyi tamamladıktan sonra çıkacak bisikletler, radyolar, fotoğraf makineleri için alınıyor. Çocuklar daha bu yaştan farkına varmadan kumara, vurgunculuğa alıştırılıyor.”

Çocuklarımızın yaşamı tehlikede, ama kılımızı bile kıpırdatmıyoruz.

Bahçemizde ağaçların çürümesini önlemek ve meyvelere hastalıklar gelmemesi için bin bir çeşit ilaçlara başvuruyorken çocuklarımız ve gençlerimiz için hiç mi ilacımız yok, reçetemiz yok…  

İSLAM’IN GÖZÜYLE ÇAĞA BAKMAK

“Günümüzde kendisine Müslümanım diyenlerin çoğu “çağın gözüyle İslâm'a bakma” yaklaşımını benimsemiş durumdadır… Müslüman, çağın gözüyle İslâm'a bakmaz, İslâm’ın gözüyle çağa bakar.”

Yani sadece İslam her şeye rengini verebilir.

Cahiliye toplumunun kültürü, hobileri, fobileri, ideolojileri teklif dahi edilemez!

Namazda ve cenaze işlemlerinde İslâm sahaya çağrılıyor… Evlilik-boşanma-ticaret meselelerinde İslam saha dışına itilmektedir.

Bu olabilir mi? Oluyor işte…

Fosilleşmiş Müslümanlar… Tatlı rüyalar efendim!

Sevgili Okur!

Rasim Özdenören senin için neyi ifade ediyor?

Bize söyler misin ‘bilim putu, nefis putu, izm putları, konfor ve refah putları’ celladımızdan gayrı nedir ki?