Geçenlerde Malatya Milletvekili ve aynı zamanda MKYK Üyesi Bülent Tüfenkci’nin basına yansıyan bir açıklaması dikkatimi çekmişti.

Malatya’da yapılması düşünülen Şehir Hastanesi hakkında konuşmuştu sayın vekil.

Hani birçok illerde yapılıyor ya Şehir Hastaneleri.

Şehir hastanelerinin yapılacağı iller arasında Malatya da varmış…

Lakin hemen sevinmeyiniz.

Başka illerde Şehir Hastaneleri yapılıyor ama sayın vekilin basına yaptığı açıklamada anlıyoruz ki, Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bazı onarımlar ve eklemeler yapılarak ”Malatya Şehir Hastanesi” diye yutturacaklarmış.

Halk yutar mı bilmem…

Lakin vekil, Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin şehir hastanesi olma yönündeki çalışmalardan bahsederken; “Özellikle hastanemizi şehir hastanesi hüviyetine kavuşturma noktasında gayretimizi önümüzdeki aylar içerisinde ete kemiğe büründüreceğiz” diyor.

Aslında Elazığ depremiyle hasar görüp onarılmış, 6 Şubat depremleriyle defalarca sarsılmış, duvarları yer yer çatlamış ve tekrar onarılmış bu köhne binadan bir Şehir Hastanesi çıkar mı, bilmem lakin anladığım kadarıyla bazı eklemeler de yapılarak “ŞEHİR HASTANESİ” tabelasını asacaklarmış.

Bir hastaneye tabela değiştirerek o hastane değişiyor mu?

Bilmem, halk bilir…

Peki, halk ne diyor?

 “Eski hastanenin tabelasını değiştirip adına şehir hastanesi demek Malatya ve Malatyalılarla dalga geçmektir.”

Doğrusu bana da biraz öyle geldi yani;

Sayın vekil konuşmasında; “çalışmalarda sona gelindi” diyor ya…

Ben görmediğim için soruyorum, lütfen siz cevap veriniz vekilin bahsettiği yerde herhangi bir çalışma var mı, inşaat var mı?

Peki, inşaatı olmayan bir yerde nasıl Şehir Hastanesi’nin çalışmaları sona geliniyormuş.

Bir başka vatandaş bu konuda diyor ki;

“Bu nedir Allah aşkına hızlı tren vadettiler olmadı. Sivas' a gelen hızlı tren sanki Malatya’ya geliyormuş gibi makyajladılar. Şehir hastanesi olmayan tek büyükşehir olmasına rağmen küçük bir yeri Şehir Hastanesi diye makyajlayıp yutturmaya çalışıyorlar. İki şeritli bir yolu çevre yolu diye yutturdular. Havaalanını söylemek bile istemiyorum. Adliye binası diye başka bir yeri makyajlamazlar inşallah... Bu şehir hiçbir güzelliği hak etmiyor mu?”

Bence fazlasıyla hak ediyor lakin Zuhruf Suresi 54. Ayette diyor ki Yüce Rabbimiz;

“Firavun, halkını aptal yerine koyarak onları böyle küçümsedi, onlar da koyun sürüsü gibi ona itaat ettiler. Çünkü onlar, zaten yoldan çıkmış bir topluluktu.”

Şimdi saçlarım diken diken oldu, bu ayeti her okuduğumda böyle olurum…

“Firavun” özne değil zamirdir, isim değil, simgedir…

Halkını aptal yerine koyarak onları küçümsüyor!

Halk ne yapıyor?

Koyun sürüsü gibi, kendisini aptal yerine koyan, küçümseyen yöneticisine itaat ediyor.

Ve ayetin son cümlesi; “Çünkü onlar, zaten yoldan çıkmış bir topluluktu”

Aman Allah’ım, yoldan çıkmış bir topluluk olmak ne feci şey…

Ve aynı surenin bir sonraki ayetinde de şöyle diyor Alemlerin Rabbi olan Allah: “Böylece bizi öfkelendirince onlardan intikam aldık, hepsini suda boğduk” (Zuhruf : 55)

Aman Allah’ım; Allah’ı öfkelendirmek, kızdırmak!

“Allah’ı kızdırmak nasıl oluyormuş” demeyiniz; seni aptal yerine koyanlara itaat etmekle oluyor…

Allah’tan başka emir ve direktiflere sessiz kalırsak, bizleri aptal yerine koyanlara itaat edersek, boyun eğersek n’oluruz?

7.7 - 7.6 şiddetinde depremlerle ya da başka şeylerle helak oluruz/olabiliriz. Tek çare bizleri aptal yerine koyanlara boyun eğmemek. Allah’tan başkasına boyun eğmek, itaat etmek  Allah’ıöfkelendirir ve Allah’ı kızdıranlardan Allah intikamını alır…

Tekrar Malatya’da Şehir Hastanesi mevzusuna gelince bina yapmadan köhnemiş bir binayı onarıp tabela asarak “Şehir Hastanesi yaptık” demekle kimse bizleri inandıramaz ve aptal yerine koyamazlar…