Hep birlikte bir dost meclisindeyiz

Anlatırken kendisi bile heyecanlanıyordu.

Bizler masal dinler gibi ağzı açık anlatılan bu kahramanı anlamaya ve tanımaya çalışıyorduk.

Anlatıcı bizim kendisini pürdikkat dinlediğimizi görünce daha da teferruata inerek kahramanın özelliklerini sayıp sıralıyordu.

 “Kendisini adeta bir sabır testine tuttum; ara ara telefonlarına cevap vermedim, attığı mesajlarını bile görmezlikten geldim ama o hiç pes etmedi hep çalıştı.”

“ Henüz ortada bir akit ve hareket yokken o sahaya çıktı adaymış gibi çalışmalara başladı. Gözlediğim kadarıyla onda tükenmeyen müthiş bir enerji var. Aynı zamanda hızlı bir teşkilatçı. Şimdiden oylar çalınmasın diye her sandık başına iki kişi görevlendirerek toplam iki bin insanı gönüllü olarak görev taksimatı yapmış. Şuan iki bin insan gönüllü olarak emrinde çalışıyor. Kendisiyle birlikte çalışan insanlar samimi ve sadakatle kendisine öyle bağlılar ki, bir işaretle binlerce insanı bir araya toplayabiliyor ve her mahalle toplantısını miting alanına çeviriyor. Ve öyle inanıyorum ki o; Battalgazi’nin destanını yeniden yazacak ve aklınızı şaşırtacak bir oy potansiyeliyle sandıktan çıkacaktır.”       

Dinleyici olarak anlatılanlara kendimizi öylesine kaptırmışız ki; “anlatılan siyasetçi kim ola” diye sormadan edemiyoruz.

Anlatıcı devam ediyor;

“Bir de çok cömert ve hayırsever birisi. Dört tane fabrikası var ve bu fabrikaların ikisinin gelirinin tamamını hayır hasanet yolunda harcıyor. Öyle ki sınır ötesine kadar yardımlar gönderiyor. Dini bilgisi de fena değil, beraber gittiğimiz her yerde dua etsin diye ona söz hakkı veriyorum. Ve biraz da gözü kara birisi, mert ve delikanlı…”

Değerli okuyucularım, merak ettiğinizi biliyorum, ben olsam ben de bu vasıflara sahip bir insanın kim olduğunu merak eder öğrenmeye çalışırdım.

Partisinin il başkanı tarafından övgüyle anlatılan bu insanı yakinen tanıyan birisi olduğum için, sizlere bugün onun çok başarılı bir iş insanı portresi yerine, onun merhum Muhsin Yazıoğlu’nun dizi dibinde tecrübeler edindiği siyasi kimliğine dikkat çekmek istiyorum.

Zira onun düstur edindiği ilke; siyasette rant anlayışı yerine siyaseti hizmet ve ibadet anlayışına dönüştürmek…  

Yukarıdaki paragrafta bir dost meclisinde konuşan anlatıcı Yeniden Refah Partisi’nin İl Başkanı ve aynı zamanda yine kendi partisinden Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin adayı olan Sayın Bilal Yıldırım…

Efsanevi portrede ismi geçen siyasetçimiz de yine Yeniden Refah Partisi Battalgazi Belediye Başkan Adayı olan Ayetullah Geçen…

Dedim ya, bu genç siyasetçimizi yakinen tanımamız gerekiyor…

Çünkü Battalgazi’ye kendini vakfetmiş bir isim.

Çünkü O, siyaseti bizim bildiğimiz anlayışla değil, halka hizmet anlayışıyla yola çıkmış  bir Battalgazi torunu…

Çünkü Malatya’mızdan yeni bir Hamido doğuyor ve o Hamido Yeniden Refah Partisi’nden Battalgazi Belediyesi için geliyor.

Evet, o geliyor…

Ayetullah Geçen geliyor.

İki bin-üç bin gönüllü dava arkadaşlarıyla, Battalgazi Belediyesi’nin kaptan köşkünden oturmuş gibi şimdiden hazırladığı plan, proje ve kalifiye elemanlarıyla o geliyor.

Biliyorum onun gelişinden rahatsız olanlar çıkacak çünkü o kamu malını kuruyup kollamak ve kamu malını kamuya hizmetle iade temek için geliyor.

O, bir Hoca çocuğu olup, Kur’an mesajını yine Kur’an’dan alarak Maun Suresi’nin ne anlama geldiğini bildiği için kamu malına tamah etmediği gibi tamah edenlere de geçit vermemek için geliyor.

O; hizmet olarak belediyecilikte, koordinatlarını Kur’an’dan alarak yeniden yeni bir adalet tahsis etmek vaadiyle geliyor.

6 Şubat depremleriyle sarsılmış,  yıkılmış Malatya Battalgazi İlçesi’ni yeniden inşa etmek için geliyor.

O geliyor!…

O; sadece yıkılmış ilçeyi yeniden inşa etmek için değil aynı zamanda bu ilçenin insanının yıkılmış dünyasını da yeniden inşa ve ihya etmeye geliyor…

O geliyor!

Ayetullah Geçen geliyor...