Malatya’da siyaset üç ağızdan konuşuluyor.

Çalık’çı…

Gürkan’cı…

Ve muhalifler…

6 Şubat depremleriyle sarsılmış, yıkılmış ve o gün bugündür ara ara hala sarsılıp sağlam kalan evlerimizi de her sallandığımızda terk edip sokaklara dökülen bir toplumuz ama yeri gelince de siyaset konuşmadan edemiyoruz.

Çalık mı?

Gürkan mı?

Sanki başka isim yokmuş gibi en çok bu iki isim konuşuluyor…

Ve bir de tabii ki muhalif grup…

ÇALIKcılar; “illa o gelmeli, bu yıkılan şehrin enkazını kaldırsa kaldırsa o kaldırabilir, tecrübesi var, bir Fatma Şahin gibi…” derken…

GÜRKANcılar da; “Yok yok, bir dönem daha hak tanınmalı, disiplinlidir, filozof gibi bir başkan, hem geçenlerde meclis üyeleriyle konuşurken, ‘arkadaşlar, bir dönem daha birlikteyiz’ demiş ve dediğine göre bir yerlerden söz almıştır elbet, almasaydı böyle demezdi…”

Ve muhalif grup:

Yahu bu şehirde konuşulacak başka isim yok mu?

Kocaman bir seçimi neden kişiselleştirerek iki isme indirgiyorlar ki…

Tabii ki arada bir “Çakır” ismi de zikredilmiyor değildir…

 “Adam dürüst, kâmil bir siyasetçi, hem de tecrübeli bir isim neden olmasın ki”

Ve en çok muhalif grup sesini yükselterek gündemin kritiğini yapıyor…

İyi de Ak Partiden başka aday adayları neden konuşulmuyor?

Her seçimlerde olduğu gibi bu seçimler de sanki Ak Partinin babasının malıymış gibi, sanki hep Ak Parti büyük bir farkla kazanacakmış gibi, sanki bu ampul hiç geçmeyecekmiş gibi, her sandık başına gittiğimizde neden gözlerimiz ampulü arar durur ki?

Ve neden Ak Parti’nin yapmış olduğu hatalarını, hata olarak değil de ‘bir hikmeti vardır’ şeklinde değerlendiriyoruz…

Bir yandan ekonominin çok kötü olduğundan dem vururken/yakınırken diğer yandan ‘şükret şükret’ diye zikir gibi tekrarlayarak neden birbirimize telkin ve teskinlerde bulunarak “şükret, sabret” demek zorunda kalıyoruz hep?

Ak Partiye oy verenlerin ekonomi durumu en alt tabakadaki insanlar olduğunu bile bile Ak Parti neden hep bu sınıfın şükrünü zikre döndürmeye çalışıyor ve neden bu sınıfın belini kırarak yerden kalkmasına şans vermiyor?

Bu gün bu canım ülkede hiçbir emekli verilen emeklilik maaşıyla geçinemezken neden çarpık taksimatı yapanı değil de  “EYT’ler yüzünden oldu” diyerek birbirimizi kandırıyoruz?

Ve neden birisi çıkıp da bu taksimatı yapana “kıçın tavuk kıçı ise; kaz yumurtası yapmaya kalkışma incinirsin” demiyor?

İşte canım şehrimin canım insanları bu konuları konuşuyor aralarında…

Geçenlerde Yeniden Refah’tan Malatya için eski başkanlardan Münir Erkal’ın ismi geçiyordu lakin bugün haber aldım ki Bilal Yıldırım bey aday gösterilmiş…

Bilal Yıldırım’a hayırlı olsun…

Ak Partiden başka konuşulan partiler de var mı?

Var…

Battalgazi İlçesi’ne Ayetullah Geçen’in ismi kesinleşti…

Kendisi 28 Şubat Sürecinde zindan arkadaşım olur…

 Ayetullah Geçen kardeşime de hayırlı olsun, diyorum.

Arkadaşlar bu kulislerdeki bu dedikodular uzar da uzar…

Biz konuşulanlara değil hakikaten bu enkaz şehrini tekrar inşa edebilecek bir başkan istemeliyiz.

Kim bu vizyon ve misyona sahip ise bence o gelsin…

Şimdi tekrar size soruyorum büyükşehir ve iki büyük ilçelerimize kimler gelsin?

Hakikaten sizin görüşlerinizi çok merak ediyorum.

Bu konuda görüş beyan etmek isteyenler;  sevketbasibuyukk@gmail.com adresinde ya da gazetemiz internet sayfasında yayınlanan köşe yazılarıma yorum yaparak bana görüşlerini yazabilirler, görüş ve fikirlerinizi köşemde değerlendirerek yer vereceğim.

Siz okuyucularımın görüşlerini almak dilek ve temennilerimle hoşça kalınız.