Ayetullah Geçen bizim cami lojmanında gözlerini dünyaya açtı…

O nedenle Ayetullah Geçen,  Fikri Hocamızın bize emanetidir.

Ayetullah doğduğunda ben henüz bıyıkları yeni terlemiş, bir delikanlıydım.

Şimdi o cevval çocuk büyümüş ve ilçemize başkan olarak Yeniden Refah Partisi’nden adaylığını koyarak idarecimiz olacak inşallah.

Aslında Ayetullah Geçen’le birçok serencamımız var, ne hikmetse, kader hep bizi bir yerlerde buluşturdu, durdu.

Tekrar başa dönüp cümlemi tamamlayacak olursam; Fikri Geçen hoca mahallemizin ilk imamı.  Lakin o şimdi hayatta değil, dar-ı fenadan dar-ı bekaya irtihal etti.  Bu vesileyle Allah ona da, bize de ve tüm ölmüşlerimize rahmet eylesin razı olduğu kulları arasına katsın inşallah…

Fikri hoca ilk göz ağrımızdır kendi branşında...

Camide bizlere ders verirken, bir gün; emsalimdeki arkadaşları tek tek kaldırıp ezan okumamızı istedi. Sıra bana gelince; o gün eşref saatimdeydim, nasıl okumuşsam; “bir iki yanlış hariç o kısık sesinle mest ettin bizi” diyerek iltifatlar yağdırdı bana. lakin benim öğrenciliğim bir hafta sürdü, sonra çalışmak zorunda kaldığım için Fikri Hoca’nın o heyecan uyandıran Kur’an derslerine katılamadım ama kendisinden de tamamen kopmadım…

Bizim köyün camiinde kaç yıl imamlık yaptı bilmiyorum ama köy onunla ilk ezan sesini duydu ve o zaman hoparlörler de yoktu ama Fikri Hoca’nın sesi gür olduğu için cihaz arattırmıyordu.

Aslında Fikri hoca bizim mahalleden gittikten sonra da bizimle irtibatı kesmedi ve zaman zaman köye gelerek ya da biz onunla değişik platformlarda buluşarak görüşüyorduk.

Ayetullah’a gelince, onunla bir zindan serencamımız da var…

Konu dağılmasın diye bir cümleyle ifade edeyim; 28 Şubat Sürecin en dikta ve en zalim dönemlerde başörtüsü meselesinden yine gazeteci kimliğimle cezaevine konulmuştum.

Burada bir parantez daha açmak istiyorum; o süreci merak edip teferruatını öğrenmek isteyenler için “Bir İdamlık Kent” adlı kitabımı tavsiye ediyorum.

Cezaevine ilk girenler arasındaydım, bir hafta sonra Ayetullah Geçen’i getirdiler kalabalık bir grupla.

O zamanlar Ayetullah henüz bir öğrenci, bir liseli ama onu da cezaevine atmışlardı başörtüsü meselesinden…

Dert kapağımı fazla açmak istemiyorum, sadede gelelim…

Ayetullah Geçen kabına sığmayan bir aksiyon adamı.

Çeşitli dernek ve kurum kuruluşlarda yöneticilik görevini yapmış birisi.

 Her şeyden önce o bir teşkilatçı…

Görev yaptığı tüm kurum ve kuruluşlarda hep ön safta yerini alarak ekibini hazırlar ve teşkilatını kurar...

Onun yüreği hep hızlı çarpmıştır…

Heyecanlıdır ve çalışkandır.

Kendisi oturmak istemediği gibi yol arkadaşlarını da oturtmaz.

Tabiri caizse o hep bir koşuşturma içindedir.

Ayetullah sanki hep halka ve hakka hizmet için doğmuştur...

Şimdi de bu tükenmek bilmeyen enerjisini siyaset alanında kullanmak için kollarını sıvamış…

Ne diyeyim, benim tanıdığım Ayetullah Geçen her tuttuğunu koparan birisi.

Umarım siyaset hayatından da başarılı ve verimli olur.

Her şeyden önce en hayırlısı olsun.

Yolun açık, heyben halka hizmetle dolsun Ayetullah…