Ben geldim…
Uzun bir aradan sonra yeniden siz değerli Sonsöz Gazetesi okurlarıyla birlikte olmaktan ve yeniden Sonsöz’de olmaktan mutluyum, umarım sizler de beni okumaktan mutlu olursunuz.
‘Uzun bir aradan sonra’ dedim; zira 2015 ve 2017 yılları -arasında sürekli olmasa da- ara ara Sonsöz’deydim ve hiçbir yazıma sansür uygulanmadığı için, özgürce yazmak hakkı tanındığı için yine Sonsöz’de sizlerle beraberim.
Biliyorum, Malatya’ya sevdalı olanlar benden çok şey bekleyecekler.
Yazmanın ağır sorumluluğunu bilen ve yüklenen bir yazar olarak Sonsöz Gazetesi’nde, Malatya’nın sorularını-sorunlarını, acı ve sevinçlerini dile getirmeliyim.
Malatyalılarımızın sevinci ile sevinmeli, hüznüyle hüzünlenmeliyim, sessiz çoğunluğun sesi olmalıyım.
Hayalleri ve düşünceleri olan, hayal ve fikirlerini paylaşmaktan zevk alan bir yazar olarak bu kadar uzun süre yazı yazmaktan kopmamalıydım, yazmalıydım, tüm savrulmalarıma rağmen dik durmalıydım, acılarımı da sevinçlerimi de yazıya dökerek paylaşmalıydım ama ben bunu maalesef yapamadım.
Adeta hayata küsmüş gibi önce şehrimi sonra da kendimden kaçtım.
Oysa tam da kalemim kemale ermişken kalemimi kırdım koptum toplumdan.
Oysa yazacak ve paylaşacak çok şey vardı sevdalı olduğumuz bu şehir için.
Ve benbelki de bu nedenle tekrar aranıza döndüm.
Şimdi bu gazetede yalnız sevinçlerimi değil, acılarımı da yazarak sizinle paylaşacağım…
Elbette ki edebi yazılarımızın yanı sıra siyasi yazılarımız da olacak.
Önümüzde bir yerel seçim var…
Deprem afetinden yıkılmış adeta yok olmuş bu şehri fiziki yapısıyla tekrar diriltecek ve ruhen tekrar ayağa kaldıracak cevval bir yöneticiye ihtiyacımız var.
Bu nedenle yapılacak yerel seçimlerde, şehrini bizim gibi terk etmeyen aklıselim insanların kendilerine layık ve ismi birçok şaibelere karışmamış daha doğrusu haramzade olmayan bir yönetici seçme gibi bir sorumluluğu ve hakkı var…
Yaşanılacak bir ortam olmadığı için birçok insanlarımızın terki diyar eylediği bu şehirden geri kalan bizler bir şeyler yapmalıyız,
Şehrimizi onaracak ve tekrar yaşanılır kılacak bir rehber, bir yönetici bulmalıyız…
Bu hususta bana da doğruları yazmak düşer.
Özgür bir gazeteci işaret eder, sorunları gündeme getirir ve halkı bilgilendirmiş olur, sanırım ben de bu nedenle tekrar geldim…
Peşinen ifade edecek olursak; maun cürmünü işleyen yöneticileri affetmeyeceğim.
Yığın yığın açılmamış dosyaları açacağım.
Kırılmamış şifreleri kırıp deşifre edeceğim.
Bütün bunları özgürce yazacağım…
Çünkü yazmak Allah’ın ikinci emridir, birinci emri de sizin yapmanız gereken oku/okumaktır..
Siz okuduğunuz sürece bizler de yazacağız.
Yazmak…
Ah yazmak!
“Yazmak” dünyanın en harikulade eylemi olsa gerek…
Sait Faik Abasıyanık; "yazmasaydımdeli olurdum" demiş.
Bilmiyorum ama ben yazmasaydım…
Güneşin doğuşunu…
Suyun çağıltısını…
Kuşların cıvıldayışlarını…
Hasılı tüm olup bitenleri yazmak yani hayatı okumak,
Yani yazarak paylaşmak,
Yani yalnızlıktan kurtulmak,
Yani yazmak ve yine yazmak sonra tekrar yazmak mütemadiyen yazmak…
Sanırım “merhaba” diyecektim.
Merhabalar Sonsöz Gazetesi sevgili okuyucusu.
Malatya matbuatında elimi çekmiştim ama yine geldim.
Birileri gelmemde rahatsız olabilir, huzuru kaçabilir, olsun.
Olsun çünkü birileri de gelmemi bekliyordu.
İşte bu nedenle geldim…
Ben geldim...
Yorumlar
Muhammet Sadık - Yolun açık olsun abi.
Mehmet Karaman - Hoş geldin kardeşim...
Kalem ile gerçekleri yazma cesaretini göstermek temennisiyle hoş geldin kardeşim...
Mt - Şevket hocam hoşgeldiniz
Hüseyin - Hayırlı olsun yeni kitaplarını bekliyoruz
Agursu - Hoş geldin sabırsızlıkla bekliyoruz yazilarini
Abuzer Yalçın - Hoş geldin, safa geldin.
Hanifi Karadoğan - Allah hayırlı etsin inşallah sessizlerin dili olursunuz
Kaleminiz hak ve hakikatten yana olur inşallah Mevlam sizi istikametten ayırmasın
Mehmet Gerçek - Hoş geldin sefalar getirdiniz kardeşim.
Rabb'im kolaylıklar nasip eylesin.
Hak ve hakikatten ayırmasın.
Ahmet Kartal - Hayırlı olsun