Tüm İslam alemi için Kudüs, hem imani hem vicdani hem ahlaki bir mesele olduğu gibi, Filistin’deki zulüm, baskı, şiddet, katliam ve saldırılar da bir o kadar imani, vicdani ve ahlakidir...
Zulme sessiz kalmak zulme ortak olmak olduğu gibi, zalime haddini bildirmemek de bir o kadar zulümdür. Siyonist İsrail’in Filistin’e ve Gazze’ye yönelik hava bombardımanında yüzlerce çocuk, kadın ve yaşlı hayatını kaybetti ama İsrail’e atılan bir füzeyi bahane eden İsrail yönetimi ile ABD ve Avrupa, Filistin’de yaşanan katliama ve vahşete gözlerini kapattılar...
Filistin’de yapılanlar bir soykırım ve savaş suçu olduğu halde, İsrail için timsah gözyaşları döken ikiyüzlü ve sahtekar ABD – AB ülkeleri, neredeyse Filistin’in haritadan silinmesine bile sessiz kalıyorlar...
Bölgedeki dramı ve vahşeti gören Birleşmiş Milletler ve NATO üye ülkeleri ise, İsrail’in bu soykırım ve katliam gibi savaş suçlarına tek bir cümle kurmuyor. Bu zulmü engellemek bir yana, yaşanan duruma tek bir tepki dahi verilmiyor...
Birleşmiş Milletler ve NATO’nun Filistin’de daha ne olmasını bekliyor da bu vahşete, katliama ve savaş suçlarına mani olmuyor...
Her gün bombardımanlarda yüzlerce çocuğun hayatını kaybetmesi, İsrail’in bir soykırımı yaşatması yeterli bir sebep değil midir?
Sadece insanı yardımlar göndererek bu savaşa ve katliamlara mani olunamaz. Bu insani yardımlar bölge halkını en fazla bir kaç ay daha yaşatır ve İsrail yine katliamlarına devam eder...
Ne Türkiye’nin ne de diğer İslam devletlerinin insani yardım yollaması yetmez. İsrail’in baskı ve askeri harekat ile engellenmesi ve İsrail’in 1967 tarihli sınırlara çekilmesi için zorlanması elzemdir...
Tabi bunu yapabilmek için ABD gibi İsrail’in koruyucularına da gözdağı ve diplomatik baskı yapılması gerekir...
Eğer ABD’nin de istediği büyük bir harp ise, o zaman iş başka. Yok eğer İsrail’e sözde vaat edilen Arz-ı Mevud için işgaller yapılıyor ise, tüm İslam dünyası harekete geçmeli. Bu tehdit tüm Orta Doğu’yu etkiliyor...
Demek ki asıl hedef bizleriz, yani Müslümanlar. Bu Batı’nın ve Doğu’nun savaşı. Batı’nın çocukları ile Doğu’nun çocukları asla bir araya gelmedi, hep bir çatışma içindeydiler. Doğu’nun insanları Batı ile hep dostane yaşama gayretindeydi. Oysa Batı’nın insanları, Müslümanları hiç benimsemedi, hiç sevmedi, hiç dost olmadı...
Hasılı kelam, ya onlar bizi yok edecek ki amaçları da bu, ya da biz hayatta kalmak için onlarla topyekûn mücadele etmeliyiz...
Ne İsrail ne Amerika ne Avrupa bizim dostumuz ve müttefikimiz değildir. Nitekim bunu İsrail’e tüm gücüyle destek verdiklerini bu son dönemde daha iyi müşahede ettik...
Öyle ise, Âlem-i İslam bir olmak zorunda. Batı’nın düşmanlığına karşı tek yumruk olmak zorunda. Kardeşlerimize yapılan katliam ve soykırıma karşı tek ses olmak zorunda... Vesselam...