CHP, diktatörlüğüne gün geçmiyor ki yenisini daha eklemesin.


Her yandan patlak ve istifalar vermeye devam ediyor. Yere göğe sığdırılamayanlar bugün istifa ediyor yahut ciddi eleştirilerde bulunuyor.


Yapılan eleştiriler çekememezlik mi yoksa CHP yönetiminin zayıflığı mı olduğu gayet açık ama yine de Sizlerin yorumuna bırakalım.


Tarihin tekerrür ettiğine bir çok kez şahitlik ettik. Bunlardan bir tanesi de cumhuriyetin kurulmasının ardından seçimsiz defalarca iktidara gelinmesiydi.

CHP’nin şimdiki formalite seçimi de tıpkı buna benziyor.


Yeri geldiğinde (iddialara göre) kasetle iktidar olmayı dahi tarihine katan siyasi diktatörlük partisi.


İktidar olmanın yolu, dürüstlük ve doğru olmaktan geçiyor.

Bunu iliklerine kadar iyi bilen CHP, kendi ayağına sıkmaya devam ediyor.

CHP AYRIMCILIK YAPIYOR!

Kendi bünyesinde bir çok eleştirinin hedefi olan, CHP adı altında Kılıçdaroğlu, gücünün yettiğine “ayı” yetmediğine “dayı” diyor!

CHP’nin büyük isimlerinden Ekrem İmamoğlu, değişim isteyince ortalıkta sessizlik kol gezerken, gençlik kolları Genel Sekreteri Ozan Işık değişim isteyince vazifeden ihraç ediliyor.

Aklı olan düşünür ki, CHP değişim isteyenlerin üzerini çiziyor!

Lakin buna büyük başlar dahil değil.


Her türlü düşünce ve görüşü gerek hakaretle, gerek küçümseyerek, gerek çizerek ve müzik yaparak iletilmesine rağmen kanunlarla halkın üzerine gitmeyen cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve diğer milletvekili sömürgesi sol cenaha göre diktatör oldu.


Tayyip Erdoğan diktatör olacak, millette “ Erdoğan diktatör!” Diyerek cirit atacak öyle mi?


Asıl diktatörlüğü görmek isteyen Cumhuriyet tarihimizin 1950 yılına kadar olan zaman aralığına ve CHP’nin rahmetli Deniz Baykal’dan Kemal Kılıçdaroğlu’na geçiş döneminin sırlarına ve ayrıca yılların ve CHP’nin Eskitemediği Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP tarihçesine baksın.


Tarihte diktatörlüğe daireyi araştırırsak bir çok taşın altında CHP’ye görebilmek mümkün.