6 Şubat depreminin ardından Malatya'nın çehresi değişti.

Çehresi değişti derken, Malatya’mızın demografik yapısı başta olmak üzere, insanı, yaşamı, kısaca yaşama dair ne varsa hepsi depremle birlikte darmadağın oldu.

Kısaca deprem sonrasında sanki görünmez bir el yaşama dair ne varsa her şeyi tersine çevirdi.

Kısaca en göze çarpanı köşe başlarını, yol kenarlarını, Malatyalı olmayan, Malatya’yı bilmeyen, tanımayan esnaflar doldurdu.

Vatandaş, artık bunlara çeki düzen vermenin zamanı gelmedi mi? diye sormaya başladı.

Çözüm için her kafadan ayrı bir ses çıkıyor.

Birçok Malatyalı “Malatya'nın esnafına öncelik tanınmalı. Malatya'nın şoförü,  Malatya'nın pazarcısı, Malatya'nın insanı çalışmalı ve ilin kalkınmasına katkı sunmalı” diye yetkililere sesleniyor ve ardından da ekliyor. “Malatya esnafı insaflı olur. 3 kuruşluk malı 5 kuruşa satmaz. Fırsatçılık yapmaz. Paran yoksa canın sağ olsun al götür. Sonra verirsin der. Unutursan da helal olsun diye arkanızdan seslenir” şeklinde görüşlerini paylaşıyor.

Her şey bir yana bir de ithal dilencilerimiz oldu.

Etraf nereli olduğunu bilmediğimiz ve Malatyalı olmadığından emin olduğumuz organize dilenciler ile etrafın dopdolu olduğunu gözlemliyoruz.

Daha önce de bunları görüyorduk.

Ancak deprem sonrasında hem sayıları hem de etkinlikleri arttı.

Sabahları servis araçlarıyla, Elemendik’ten Dilek yol ayrımına kadar, Çöşnük’ten Üniversite kavşağına,  Fahri Kayahan’dan, Şehir Mezarlığı kavşağına kadar, kavşaklar küçük çocuklarla dolu. 

Yaşanan bu durumdan herkes rahatsız, herkes tedirgin bu böylece biline…

Konunun çözümü için ilimizin yöneticileri elbette ki çalışmaları vardır.

STK temsilcilerini de işin içine katarak elbirliği ile bir çalışma yapılması gerekir.

Bu konunun çözümü için emniyet birimlerimize ve zabıtalarımıza da çok iş düştüğü kanaatindeyiz. Allah herkesin yardımcısı olsun.

Bu vesile ile ilimize yeni atanan ve göreve başlayan Emniyet Müdürümüze ve çalışma arkadaşlarına da kolaylıklar ve başarılar diliyorum.