Eskiden yazın gelmesiyle beraber  her hafta sonu düğün olurdu. Şimdi evlenebilmek zorlaştığından olsa gerek düğünler de seyrekleşti. Ya da gençler evlenmek istemiyor. İmkanı olup evlenmek istemeyenler olabiliyor ya da evlenmek isteyip imkanı olmayanlar...Düğün yapabilmek güç. Bunun sebebi sadece pahalılık değil. İnsanları fuzuli masrafa sokan ‘adet’ adı altında yapılan gereksiz tonlarca harcama da var. Bir defaya mahsus denilerek yapılan israfın seneler süren borcu oluyor ne yazık ki !

Sırf ‘desinler’ uğruna , ömürde bir defa bahanesi ile yapılan o kadar şey var ki ! Gençlerin tercihine bile bırakılmadan –genellikle- kız tarafı istekleri ile şekillenen bu süreç ,evlenecek genci hayata küstürüyor daha ömrünün başında. Ve evlenebilmek için kredi çekip faize bulaşanlar var en üzücüsü de bu. Evlilik gibi önemli bir vazifeyi yerine getirirken, faiz gibi büyük bir günaha düçar olmak ne korkunç şey…

Evliliği zorlaştırmak toplumda bekar sayısını arttırırken, geç evlenen insanlar da daha az çocuk sahibi olmak durumunda kalıyor ve  böylece genç nüfus eriyor.

Evlenmek için illa bir ev , araba sahibi olmayı bekleyip, atanmayı ( memur olmayı) kendisine şart koşan gençler de yıllarını heba ediyor malesef.

Rızık kaygısı, gelecek endişesi, toplum baskısı insanları frenliyor ve gençler evlenemiyor.

Evlenmek güç ve hatta büyük başarı çağımızda . Kolaylaştırmak varken zorlaştırmayı tercih edenler büyük hata etmekteler. Evliliklerine mani olunan gençlerin yaşı ilerledikçe de pişmanlık duymaya başlayan aileleri şartları oldukça esnetiyor ama bu kez de evlat kabul etmiyor. Çünkü bir defa o istek söndürülmüş, heves kaçırılmış oluyor!

Evlenmek isteyip bunu başaran gençlerin düğün öncesi harcamaları, düğün alışverişleri, ev masrafları binlerce liraya mâl oluyor. Türkiye şartlarında asgari ücretle geçinmek durumunda olan bir genç adam da bunları hesap edince karamsarlığa düşüyor. Ve evlilik fikrinden bile endişe ediyor.

Hadi bütün bu zorlukları atlattı ve düğün kısmına geldi. O zaman da yine zorlu bir imtihana tabi tutuluyor bu genç Müslüman.

İslam’a aykırı şeyleri düğününde istemediği  için toplum tarafından baskıya maruz kalabiliyor.  Mahremiyete riayet ederek düğün yapabilmek ne güzel şey!

Bunun özellikle genç kardeşlerimize anlatılması lazım. Gelinliklerin tesettüre uygun seçilmesi, haremlik selamlık ile eğlencenin dozajının kaçırılmaması, mahalle düğünlerinde özellikle geç saatlere varan eğlencelerle çevreye rahatsızlık verilmemesi, israfın önüne geçilmesi, dini nikahın ihmal edilmemesi ,mehir konusunun kararlaştırılması, dini vecibelerin yerine getirilmesi düğünlerde dikkat edilmesi gereken hususlar. Müslüman bir toplum bunları asla es geçemez. Haber platformlarında milyonlarca lira takı takılan aşiret düğünlerini  görünce, çevrede evlenemeyen, bir el bekleyen Müslüman gençleri tahayyül ediyor ve elem duyuyorum.

Nûr süresi 32. ayeti kerimenin meali şöyle :

‘’ İçinizden evli olmayanları, köle ve câriyeleriniz arasından da elverişli olanları evlendirin. Yoksulluk içinde iseler Allah lütfu ile onları ihtiyaçtan kurtarır. Allah’ın hazinesi geniştir, her şeyi bilmektedir.’’

Özellikle İslami bilince sahip gençlerin evlenmesini, bu şuurla evlatlar yetiştirmesini çok önemli buluyorum.  Nesli ihya etmek ancak ailede mümkün. Ailenin tahrip edilmeye çalışıldığı, annelik mefhumunun tahrif edildiği, cinsiyetsiz toplum projelerinin gündemde olduğu, LGBT sapkınlığının çizgi filmlere kadar indiği bu zaman diliminde , ahlaklı, imanlı Müslüman evlatlar yetiştirebilmek ne güzel hizmettir.

Bunun mücadelesini veren herkesten Allah razı olsun…

Ulu Önderimiz, Efendimiz sav buyurdular ki :

“Üç şeyi geciktirmeyin. Vakti gelince namazı, hazır olunca cenâzeyi ve denk birini bulunca bekârı evlendirmeyi.” (Tirmizî, Salât, 13/171)