İslâm’ın yeşerdiği topraklarda İslâm’ın neleri içerdiğini sorduğunuzda aşağı yukarı “kelime-i şehadet, namaz, oruç, hac ve zekât” olarak parmak hesabıyla 5 rakamına ulaşılmaya çalışıldığını görürsünüz.

Bu şartlar olmadan İslâm dininin anlaşılması mümkün değildir.

Peki problem nereden kaynaklanıyor?

İslâm’ı sadece bu 5 sayısına eşitlemekten kaynaklanıyor.

Çünkü İslâm’ın altıncı şartı özgürlüktür.

            İslâm’ın yedinci şartı direniştir.

            İslâm’ın sekizinci şartı şehadettir.

            İslâm’ın dokuzuncu şartı iyiliğin motoru olmaktır.

            İslâm’ın onuncu şartı hakikatli insanlar olmaktır.

İSLÂM’IN RUHUNUN ISKALANMASI, ONUN ISKARTAYA ÇIKARILMASI DEMEKTİR!

Meseleye bu perspektiften bakılmadığında temelleri tırpanlanmış ve netliği bulandırılmış bir İslâm ile karşı karşıya kalırız.

Ruhu şırıngayla alınmış bir dinden geriye kuru bir inanç sisteminden başka ne kalabilir?

İslâm’ın 5’le sınırlandırılması, dolaylı yoldan 6000 küsur âyete ne gerek var sorusunu gündeme getirecektir.

Halbuki inanç, ahlâk, ahkâm ve aksiyon da İslâm’ın olmazsa olmazlarındandır.

İslâm medeniyetinin köşe taşı isimlerinden biri olan ve “İslâm’ın yarısı ahlaktır” cümlesini kuran Gazzâlî’nin kulağını çınlatmak yerinde olacaktır.

 “Temizlik imanın yarısıdır” sözünü söyleyen ve Afrika gibi sıcak bir gönle sahip olan Hz. Muhammed’i (s.a.v.) saygıyla ve muhabbetle anıyoruz.

“İslâm’ın yarısının maddi temizlik, geri kalanın ise manevî temizliktir” cümlesini kalın yazı tipiyle belirginleştirmek istiyoruz.

Manevî temizlikten kastedilenin; ‘zihnin ve gönlün şirkten, seküler bakış açısından, ırkçılıktan, kötücül duygulardan (kibir-kin-haset vb.) temizlenmesidir’ diyoruz.

İSLÂM’IN DOĞUMHANESİ MEKKE

İslâm’ın doğduğu yer Mekke, yükselişe geçtiği yer Medine’dir.

Mekke’de ahlak ve manevî temizlik aşılandı, Medine’de ahkâm ve güçlü bir toplumun ayak sesleri Hicaz topraklarını aşarak başka topraklarda yankılandı.

İslâm’ın temel şartlarından olan “oruç, zekât ve hac” Mekke’de farz koşulmamıştı. Bu bağlamda Mekke’de “tevhid ekseninde güzel ahlaka sahip olan insanların yetiştirilmesi bir anlamda farzdı!

İslâm dini, 3 yıl sessiz yayılışının ardından “fincancı katırlarını ürküttü, suya sabuna dokundu, isyan ahlâkıyla hareket ettiğini” yüksek sesle duyurunca bütün tepkileri üzerine çekti.

“Sonsuza yönelirken insanın iradesini çevreleyip tutsak eden dış şartlara baş kaldırma ve Hz. Peygamber’in Mekke’de başlayıp Medine’de devam eden aşkı ezmeye veya yok etmeye çalışan nefislere karşı verilmiş bir isyan ve ahlâk hareketi" demek olan “İsyan ahlâkı” kavramını ödünç aldığımız Nurettin Topçu’nun da kulağını çınlatıyoruz.

İSLÂM’IN TEMEL İLKELERİ 5’TEN BÜYÜKTÜR!

Abdullah b. Ömer, Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu aktarmıştır:

“İslâm beş esas üzerine binâ edilmiştir:

1. Allâh’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allâh’ın resûlü olduğuna şehâdet etmek,

2. Namaz kılmak,

3. Zekât vermek,

4. Haccetmek,

5. Ramazan orucunu tutmak.” (Buhârî, “Îmân”, 2; Müslim, “İman”, 16; Tirmizî, “İman”, 3)

Bir inşaat ustası “bu bina 5 direk üzerine kurulmuştur” dediğinde, burada sadece 5 tane direğin olduğu düşünülmez herhalde…

Bu binanın 5 ana direğin üzerine oturduğu akla gelmesi gerekir.

Aynı durum İslâm için de geçerlidir. İslâm dini beş temel esas üzerine kurulmuştur, fakat o, bu sayılardan ibaret değildir.

Sevgili Okur!

Başlığı önemli gördüğümden bir gazetenin sağ köşesine yazıyorum.

İslâm 5’ten Büyüktür.