Seneler birbirini berdevam kovalarken insanların hayata bakış tarzı, değer yargıları da değişiyor.
Eskiden normal karşılanmayan pek çok şey şimdi normalleştirilebiliyor.
Yahut eskiden mümkün görünmeyen şeyler şimdi son derece makul bulunabiliyor.
Bunun sebebi hiç şüphesiz medyanın gücü.
Özellikle de sosyal medyanın.
Sosyal medyaya dair çok şey yazdım.
Sosyal medya uçsuz bir deniz gibi. İçinde her şey var. Sosyal medya ile gelen platformları neredeyse hepimiz kullanıyoruz.
Ama iyi ama kötü.
Pek çoğumuz bunu kullanmaya da mecbur ediliyoruz.
Kullanmamız da gerekiyor. Sosyal medya madem ki bu çağın gerçeği, biz de buraya geç kalmayıp ‘Müslüman bir bilinçle’ en önce kullanan olacağız. Sosyal medyada pek çok iftiraya maruz kalan Müslüman var. Eğer güçlü bir kitle olabilseydik biz buna müsaade etmez, topluca hareket ederdik. Ancak dinî değerlere bile hakaret edilirken yeterince ses çıkaramıyor, Müslüman bir duruş sergileyemiyoruz. Sosyal medyada ciddi bir zaafiyet var. Fakat bunun giderilmesi herkesin başına bir sanal polis koyarak değil bilinç aşılayarak yapılabilir. Hakaret etmek bir deşarj olma biçimi değil manevi bir azap olmalıdır kişiye. Kul hakkı sosyal medyada da geçerlidir. Bunun öğretilmesi elzemdir.
Sosyal medya hayatımıza pek çok platformu da getirdi demiştim.
Bunların içinde artık mesajlaşma ile sms kültürünü tamamen bitirenler de var. Ancak bu platformların dezavantajı yüz yüze iletişimin verdiği açıklığı sağlayamaması.
İnsanların birbirlerini sosyal medya üzerinden anlaması çok zor.
Konuşarak iletişim kurmak her zaman daha kolaydır.
Anlık mesajlaşma uygulamalarında bazen ifade kullanılmaması bile kişileri iletişim çıkmazına sokuyor.
Kişinin içinden gelerek yaptığı bir paylaşım bile başkaları tarafından gönderme olarak algılanıp hiç yoktan başına iş açabiliyor.
İnsanların birbirini görmeden yazarken sahip olduğu rahatlığın verdiği fütursuzluk da cabası.
Birinin yüzüne söyleyemeceği şeyleri bir mesaj ile yollamakta büyük bir talihsizlik olsa gerek en basit ifadeyle!
Elbette ki bu platformların müspet yönleri de var.
Uzaklarda olan yakınlarımızı bir görüntülü arama ile evimize konuk etme fırsatını elde ediyoruz.
Şayet kullanmasını bilirseniz bu platformlar kişiye fayda sağlıyor.
Sosyal medyada 140 karakterle sağa sola hakaret savuran trollerden de olabilirsiniz; buraları hayırlı işler öğrenmeye vesile etmiş bir insan da olabilirsiniz.
Yani iş biraz da sizin elinizde.
Zerre kadar hayır işleyen de kendine zerre kadar şer işleyen de...
***
Rebiulevvel ayı Müslümanlar için bir muştu gibi geldi. Bu ayı özel kılan Efendimizin (sav) dünyaya teşrif etmiş olması. Bu ayın 12. gecesi ‘Mevlid Gecesi’ olarak idrak ettiğimiz gece. Ulu Önderimizin bu dünyayı şereflendirdiği tarih. Her şeyden önce bizim bu kainattaki en değerli sevgilimiz, önderimiz, rehberimiz olan Hz.Muhammed Mustafa’nın (sav) bu fani âleme şeref vermesini sevinçle karşılamak bence her Müslüman için büyük bir onurdur. Kelamların övgüsünü yazmakla bitiremeyeceği Efendimizin (sav) kutlu doğumu tüm gönüllere şifa olsun. Bizi bu dünyada kurtaracak yegâne sermaye O’na (sav) tabii olmak ve O’nun (sav) izinden gitmektir. Hayatının her anı ile bizlere O’ndan (sav) başka rehber olabilecek hiç kimse yoktur. O’nun (sav) getirdiği Şeriat’ten başka tabii olunacak hiçbir nizam yoktur.
Yegâne Başkomutanımız, Tek Ulu Önderimiz Hz. Muhammed (sav) ‘dir…
Şeref verdiniz âleme, Efendim (sav)…
Mevlid Gecemiz Mübarek Olsun