Adalet kimsenin tapulu malı değildir, sadece şahsiyete ve kişilere de özel değildir. Adaleti savunan kişi, sadece kendisi için değil, herkes için adaleti savunmalı. Bu ahlaki bir davranıştır...
Adaletin keskin kılıcını kendilerine kullanınca hukuksuzluk, kendilerinden olmayanlara uygulandığında adalet oluyorsa, bu zulümdür. Bunun adı adalet-i izafiyedir, yani eksik ve kusurlu adalet. Bir de herkes için olan, tam ve eksiksiz adalet var, o da Adalet-i Mahza. Kişi, şahsiyet, makam, maddi güç ayrım gözetmeksizin herkese eşit, ayrımsız, kusursuz ve tam adalet demektir...
Ne yazık ki hukuk tanımaz CHP vekilleri, kendi adaletlerini sağlamak gibi bir güçlerinin var olduğunu ispatlamak için artık doğrudan adliyelere gitmiyor, mahkemeleri de basıyor...
Üstelik bastığı mahkemede hükmü veren hakime hakaretler ve tehditler savuruyor. Hem mahkemeyi basıyor hem adaleti engelliyor hem mahkemeye saygısızlık yapıyor hem hakime saldırıyor, hem hakime hakaret ediyor, hem de mahkemeyi ve hükümeti hukuksuzlukla suçlayarak tehditlerde bulunuyor...
Yaptığının her biri suç olan, her bir suçu için ceza alması gereken kişi ne yazık ki, bir milletvekili ve dokunulmazlığını kullanarak hukuka, adalete, mahkemeye, hakimlere saldıracak kadar Türkiye’nin yargısını ayakları altında çiğniyor...
O kadar kendilerine özgüvenleri var ki, Türk yargısının ve iktidarın ve dahi halkın, kendilerinin işlediği suçlara karşı kimsenin onlara bir şey yapamayacağını düşünüyor. O kadar rahat ve huzurlular. Sadece devlet kurumlarını basmak CHP’ye yetmedi ki, şimdi de doğrudan yargıya ve mahkemelere baskınlar ve saldırılar yapılıyor...
Adliye içerisinde sağa sola bağırıp, hakaretler savuran sözde vekilin, adalet önünde hesap vermesi, vekilliğinin düşürülmesi ve hak ettiği cezanın alması Türk yargısı ve adaleti için en öncelikli görev olmalıdır...
CHP’li vekil, mahkemenin verdiği hükmü beğenmemiş olsa ki, kendi adaletini sağlamak için saldırılarda bulunuyor ve mahkemede bulunan hakimlere ağza alınmayacak hakaretlerde bulunuyor. Bu görüntüleri gören her bir vatandaşın aklından geçen küfürleri ve içinden sessizce söylediği haklı hakaretleri duyar gibi oluyorum...
Zira kimse ama hiç kimse adliyede, mahkemede, hakimlere ve savcılara bu şekilde bir muamelede bulunamaz, hakaret edemez, mahkemeye saygısızlık yapıp adalete gölge düşüremez...
Mahkeme hakimlerinin yerinde olsam ilk işim bu kişi hakkında gözaltı ve yakalama kararı çıkarmak olurdu. Bu sadece kişiye yapılmış bir saldırı değildi. Bu Türk yargısına, mahkemesine, adaletine, hukukuna ve hükmü uygulayan devlet görevlilerine yapılan bir saldırıydı ve bedeli de en ağır şekilde ödetilmelidir...
Evet bu sözde vekil, hukuk önünde hesap vermeli. Haddi bildirilmeli. Kiminle konuştuğunu, nerede bulunduğunu, neleri yapmaması gerektiğini iyice bellemeli veya bellettirilmeli...
CHP sabır taşını çatlatıyor. Her yere herkese hukuksuzca, pervasızca, adaletsizce, vicdansızca saldırıyor. Bu zalimliğe, bu saldırılara, bu hukuksuzluğa karşı seçimde cevap vermek bir yana, seçim beklenmeden HSYK’nın, Yargıtay’ın, Anayasa Mahkemesi’nin, tüm hukukçuların, hatta baroların dahi bu saldırıya bir cevap vermesi gerekir ve bu vekile haddi hukuk çerçevesinde bildirilmelidir...
Vekilin sinir olduğu şeye bakacak olursak, yolsuzlukla suçlanan CHP’li bir belediye başkanı hakkında verilen bir hükme karşı krize giriyor ve saldırılarına başlıyor. Yüz kızartıcı bir suçla yargılanan birini savunuyor, Türk hukukunu ve adaleti ise ayakları altında ezmeye çalışıyor...
Açıkça hırsızlığı, yolsuzluğu, vurgunculuğu, kul hakkını meşrulaştırıyor. Diğer suçlarının cezası var ama bunun cezası yok. Bu suçun cezasını ise Mahkeme-i Kübra’da verecektir biiznillah...