Bu milletin kaderinde vardır. Acıyla, zorlukla, imtihanla sınanmak. Hem de acının en büyüğüyle, en zoru ile...
Türkiye ve İslam alemini yasa boğan bu musibet (Deprem), bizden sadece canlarımızı değil, içinde huzurlu günler geçirdiğimiz evlerimizi, hayallerimizi, komşularımızı, dostlarımızı, mabetlerimizi de yıktı geçti...
Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli iki büyük deprem, Türkiye tarihindeki en büyük deprem olarak tarihe geçti. Ve dünya tarihinde bir depremde ilk defa bu kadar insan hayatını kaybetti...
Yıkılan evlerimizin, mahallelerimizin altında nice anılarımız, nice yaşantılarımız kaldı. Kimileri bin bir güçlükle aldığı evin, kimi de hala borcunu bile henüz bitiremediği evlerinin altında kaldı. Baba oğuldan, evlat anneden, eş kocadan ayrıldı. Kimi öksüz, yalnız ve kimsesiz kaldı, kimi evsiz, bacasız, dört duvarsız kaldı...
Bu kadar acı ve kedere rağmen hala sebatkar, dirayetli, metanetli olan bir millet daha görmedik. Devletiyle, milletiyle acılarını paylaşan, zorluklara karşı bir olmakla üstesinden gelen bir millet de görmedik...
Şimdi ise acılarımızı, kederlerimizi ve zorluklarımızı paylaşma, eksiklerimizi tamamlama zamanıdır. Sorgulanması ve hesap sorulması gereken durumlar da var elbette ama öncelik acıları sarma ve dışarda kalanlara el uzatma ve yeni kalıcı barınma alanları yapmalıyız...
Devletiyle, polisiyle, askeriyle, vatandaşıyla, gönlü zengin vatanseverlerle yıkılan şehirlerimizi yeniden inşa edeceğiz. Yeni hayatlar, yeni umutlar, yeni yaşantılar için dik duracağız, dirayetli olacağız, sebatkar olacağız, inançlı olacağız...
Canlarımızı, mallarımızı, her şeyimizi kaybettik ama yeni bir hayat, yeni bir düzen kurmak zorundayız. Bunu da devlet-millet el ele vererek yapabiliriz...
Enkazların altında canlarımız kalsa da geride kalan canlarımız için mücadele etmeye, çalışmaya gayret etmemiz gerek...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, verdiği her sözü yerine getirecek güçtedir. Devletimiz de bu hayatları yeniden inşa edecek güce sahiptir. Şükür ki ekonomik bir güce ve büyüklüğe sahip, her türlü acil durumlara karşı müdahalede bulunan bir devletimiz var...
Sadece güçlü bir devlete değil, devletimizle güçlü dostlukları bulunan ve vefalı olan birçok dost ülke de var. Devletimizin gösterdiği ani refleks ile birlikte ülkemizin için harekete geçen tüm dost ülkelere de şükranlarımızı sunuyoruz...
İlk günden bu yana enkaz arama kurtarma çalışmalarına katılan tüm askerimize, AFAD, KIZILAY, UMKE ve tüm itfaiye, madenci, sağlıkçı, gönüllü insanlarımıza da bir teşekkür borcumuz var...
Yeni felaketlere karşı bundan sonrası için tedbirli olmaya, daha güçlü ve daha dayanıklı evler inşa etmeye çalışmalıyız. Yıkılan milyonluk evler bize büyük bir ders olmalı...
Ayrıca devlet, yeni yapılar konusunda daha caydırıcı ve büyük cezalar, yaptırımlar uygulamalı. Hammurabi yasalarına benzer yasalar zaruri hale geldi...
Allah daha büyük acılar yaşatmasın. Allah, ülkemizi büyük felaketlere karşı muhafaza etsin... vesselam...