Türkiye’de siyasi parti olmanın en kötü tarafı belki de bu. Pisliğe bulaşmadan olmuyor.

Hele ki terör gibi bir pisliğe bulandıktan sonra temizlenmek zor. Terör Türkiye’deki en hassas konuların başında geliyor.

Terörü karşısına alan parti muhakkak iktidara yaklaşır. İktidar olmak için teröre bulaşan parti ise çırpındıkça batar...

Sırtını teröre dayayan partilerle iş birliği yapmak ise en tehlikeli olanı.

Türkiye’de kırk takla atsan bile iktidar olma şansın olmaz.

İş birliğini gizli dahi tutsan bu halkın gözünden kaçmaz.

Körü körüne bağlı kalanlar dışında o partiye oy çıkmaz, iktidar olma şansı verilmez...

İktidar olmak için her işe, her şeye dahil olan bir parti düşünün.

Dün tutuklanan özünde terörist ama sözde bir gazeteciyi savunuyor, haksız yere tutuklanıyor diye rapor sunuyor.

Raporu utanmadan sıkılmadan kamuoyu ile paylaşıyor...

Sahip çıktıkları o terörist kılıklı sözde gazeteci bir polisimizi şehit ettiğinde ise biz terörist olduğunu nereden bilelim deyip işin içinden sıyrılmaya çalışıyor...

Daha kaç tane sahip çıktığınız bu teröristlerin vatan evlatlarını şehit etmesine göz yumacaksınız.

Gelin siz onu o teröristin şehit ettiği polisin iki evladına sorun. Bu çocukların yetim kalmasında payınız yok mu, vicdanınız bu kadar rahat mı, yatağınızda rahat uyuyabiliyor musunuz?

O teröriste sahip çıkarak, millete kurşun sıktınız. Aslında o tetiği çeken de sizlerdiniz.

Teröre bu kadar sahip çıkmasaydınız, iktidarla bir olup bu terörün kökünü kazıyabilirdiniz...

Ama asıl ihanet bu teröristlerde değil, bu teröristlere sahip çıkmakta.

Devleti katil, cani, gaddar, zalim, zorba olarak tanıttınız, teröristlere masum dediniz, millete kurşunu siz sıktınız...

Şehit edilen o polisin iki evladı, bugün yarın ve sonraki gün de babasız yaşayacak.

Ama içlerinde vatan sevdası ve teröre kin bileyerek yaşayacaklar. O kinlerinde siz de dahilsiniz.

Teröriste sahip çıktığınız gün asla unutulmayacak. Günü geldiğinde hesabı sorulacak...

Reis-i Cumhurun dediği gibi, “Bu muhalefet artık Türkiye’de bir güvenlik meselesi haline geldi”, sonu yakındır. Milleti sırtından vuranlar, teröre yataklık edenler, teröriste sahip çıkanlar 2023 seçimlerini ve sonrasını beklesin...

Tezkereye hayır diyen bir partiden zaten ne beklenebilir ki, sınır ötesi operasyonlarda teröristlerin canına bir zeval gelmesin diye “bundan sonraki tezkerelere de hayır diyeceğiz” diyen bu partiden ne beklenir ki...

O tezkere sınır güvenliği, topraklarımızın korunması için birinci dereceden gerekliydi.

Sınır namustur sözü onlar için belli ki bir şey ifade etmiyor. O sınırdan geçen teröristlerin ülkemizde daha önce neler yaptığına şahit olduk...

Bugün aynı teröristler, canımızdan can kopardılar, vatan evlatlarını şehit ettiler.

Eren Bülbül’ü, Yasin Börü’yü, emekleyen bebekleri, yeni atanmış öğretmenleri şehit eden teröristler kimler ise, bugün de polisimizi şehit edip arkasında iki yetim bırakanlar da aynı teröristtirler...

Teröristi savunmak, onu koruyup kollamak da bir terör faaliyetidir ve bir güvenlik meselesidir.

Bu suç cezasız da hesapsız da kalmamalıdır...

Devletin savcıları, hukukçuları bu teröristi savunan, koruyup kollayan ve bu terörist yüzünden devlete katil diyenleri yargı önüne çıkarmak için harekete geçmeli.

Hiçbir suç cezasız kalmamalı...

Bu dünyada olmasa da öte dünyada bunun hesabı sorulur.

Bugün yatağınızda rahat uyuyabilirsiniz, kimse size hesap da sormayabilir ama er ya da geç bu terör suçunun cezasını çekeceksiniz...

Bizler millet olarak sizleri ilahi adalete havale ettik, Allah o yetimlerin hakkını, o teröristlerden ve sizlerden alsın...

Biiznillah...