Yeni dünyada ABD ve İngiltere’nin egemenliğine, liderliğine, yöneticiliğine ve mahalle kabadayılığına gerek yok. İngiltere’nin olduğu gibi, Amerika Birleşik Devletleri’nin de güneşi battı.

İngiltere’nin güneşi aslında Kraliçe Elizabeth’in ölümüyle değil, Prenses Diana’nın ölümüyle battı.

Basit bir trafik kazasi ile ölmesi ile o güneş batmıştı zaten...

ABD’nin güneşi ise, yaşlı, bunak, ayakları üstünde bile durmakta zorlanan, kendi kendine konuşan, türlü türlü gaflarla gündeme gelen, kendi bakanlarının ismini bile hatırlayamayan, uçağa bile doğru dürüst binemeyen Joe Biden’ın başkan olmasıyla battı...

Amerika’da George Soros’un seçimlerde yüz milyonlarca dolar harcamasına rağmen Joe Biden’ın Temsilciler Meclisi ve Senato üye seçimlerinde yaşadığı hezimet bu güneşin battığının göstergesidir...

İki batan güneş bir dünyanın yörüngesini tazin edemez. Artık onlar güneş değil, sönmüş kuru birer yıldız olabilirler. Kupkuru, işe yaramaz, değersiz, vasıfsız gezegenler...

Dünyanın yeni bir güneşe ve yeni bir aydınlığa ihtiyacı var.

Bu güneşin adayları ancak Çin, Rusya, Hindistan veya Türkiye olabilir...

İçinde bulunduğumuz asır Türkiye’nin Yüzyılı olabilir ve olmalıdır da.

Bunun için yapılacak çok büyük işler gerekir.

Tüm dünyayı ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel anlamda etkileyebilen bir yüzyıl olmalı...

Geleceğin dünyasını enerji ve yeraltı zenginlikler belirleyebilir.

TOGG projesi ve Kanal İstanbul, Türkiye Yüzyılı yolunda sadece birer adımdır.

Daha gidilecek çok yol var. Bunu da başaracak tek güç milli iradedir, bu iktidardır, bu liderliktir...

Altı veya yedi köşeli bir kutup asla bunu gerçekleştiremez. Altı başlı bir yönetim asla daimi olamaz, Türkiye iyi yönetilemez.

Türkiye’nin birleştirici, güçlü, tek merkezli, halkı gerçek iradesini temsil eden bir lidere ihtiyacı vardı, onu da buldu...

İngiltere, İsrail, Almanya, Fransa ve benzer birçok ülkede koalisyon ile kurulan hükümetlerin ömrü bir yıldan fazla bile olmuyor.

Türkiye bunu çoğu kez tecrübe etti. Kolisyonlu yönetimler art arda yok oldu.

O dönemlerde Türkiye istenilen yörüngeye sokulamadı. Ancak Türkiye ilk kez bu kadar istikrarlı bir gidişat yaşadı ve çok büyük atılımlar gerçekleştirdi...

Daha önce yerinde sayan ve tek adım atamayan Türkiye, şimdi yürüyor hatta koşarak hedefine yaklaşıyor.

Bu yüzyılda Türkiye, aynı istikrar ile koşarak hedeflerine ulaşabilir. Bunu da 2023 seçimleri ile gerçekleştirebilir...

Vizyonsuz, temelsiz, ölçüsüz, plansız, hedefsiz, altı kutuplu bir yönetimin gelmesi halinde Türkiye’nin bu yüzyılını Rusya’ya Hindistan’a veya Çin’e kaptırmak kaçınılmaz olur...

Tek merkezli bir dünya kurulacaksa eğer, bu dünyanın merkezinde Türkiye gibi istikrarlı, güçlü, hedefleri olan, akıllı hareket eden, büyük adımlar atan bir ülke olmalı.

Bu da ancak güçlü bir iktidar ile sağlanabilir. Alternatifler belki vardır veya abartılı olarak da görülebilir ancak bir hakikattir ki Recep Tayyip Erdoğan bunu hayata geçirebilecek tek kişidir...

Daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan gibi düşünenler ancak bu yüzyılı yakalayabilir.

O halde Türkiye’de yeni Erdoğan’lar yetişmeli, yetiştirilmeli, kazandırılmalıdır...

Aksi halde Erdoğan’dan sonra ABD ve İngiltere’de olduğu gibi Türkiye’nin güneşi batabilir.

Bu yüzyılı yakalayabilecek, sürdürebilecek Erdoğan gibi liderlere ihtiyaç var.

Hatta Türkiye’nin en çok buna ihtiyacı var. Bir lidere, bir çobana, bir öndere, bir rehbere...