Dünya yeni bir kulvara girdi. Avrupa kaynamaya başladı, nerdeyse tüm Avrupa’da enerji krizi patlak verdi.
Artan fiyatlar, gaz sıkıntısı, kışı atlatma telaşı derken, birçok ülkede halk sokaklara çıkıp yönetime tepki göstermeye çalıştı...
Rusya’ya yaptırımın bedelini Avrupalı devletler değil, Avrupalı halk ödüyor.
Enerji fiyatlarındaki artış ve kısıtlı enerji kullanımı ile birlikte alternatif enerji kullanımı da artmaya başladı.
Rusya, tüm vanaları kapattı. Türkiye’den de enerjiye dair bir açıklama geldi.
Depolar yüzde 100 doldu.
Enerji sıkıntısı yok, devlet kullanılan enerjinin yüzde 70’ini ödemeye devam edecek...
Fransa, Afrika’dan askerlerini geri çekmek zorunda kaldı.
Fransız basınına göre, tüm Afrika ülkeleri, artık ülkelerinde Fransız bayrağını ve askerini görmek istemiyor.
Açıkça Afrika, Fransa’yı bu kıtadan kovdu, hem de geri dönmemecesine.
Fransa’nın büyük bir gelir kaynağı çöktü ve şuan enerji krizi ile karşı karşıya kaldı...
Almanya, her ne hikmetse Ukrayna’ya askeri hiçbir silah vermeyeceklerini söylese de neredeyse Amerika kadar silah yollardı Kiev’e.
O da yetmedi, Türkiye’ye nispet olsun diye Yunanistan’a 100’ün üzerinde tank hibe etti.
Tüm bunlara rağmen, şimdi o da kendi ülkesindeki enerji krizini çökmek zorunda.
Alman halkı ayaklandı. Federal hükümet Arap ülkelerinden medet umdu.
Birleşik Arap Emirlikleri ile Petrol anlaşması yaptı ve bununla birlikte birkaç ülke ile enerji müzakereleri yaptı.
Ne olursa olsun bu kışı bir şekilde atlatmak zorunda...
Amerika, OPEC’in açıkladığı petrol kararı sonrası suçu Rusya ve Suudi Arabistan’a attı. Daha az petrol çıkarmak ABD için büyük bir krizi beraberinde getirebilir.
Bu yüzden düşman olarak görülen alternatif bir devlete muhtaç kaldı. Venezuela’ya.
Hani darbe ile indirmek istedikleri Maduro’nun ülkesi...
Batılı ülkeler sonucunu hesap edemedikleri yaptırımlarla büyük bir bedel ödediler.
Dünya’da bu krizi en iyi atlatan Türkiye oldu. Bir kurşun harcamadan, sadece diplomasi yoluyla tahıl koridoru anlaşmasını yaparak ikinci krizin yaşanmasına engel oldu.
Hem gıda hem enerji krizi dünyayı çok büyük bir sıkıntıya sokardı.
Neyse ki Türkiye bunun üstesinden geldi ve kimsenin başaramadığı bir işi gerçekleştirerek büyük bir krizin patlak vermesine engel oldu...
Ülke olarak enerji ve gıda konusunda bir sorun yaşanmıyor.
Ama Enflasyonu kontrol altına almak biraz zorlaştı. Şuan halkın en çok sıkıntı yaşadığı şey enflasyon, artan fiyatlar, döviz kuru...
Dünyada başarılması mümkün güç olan şeyleri gerçekleştiren bugün ki Türkiye, elbette bu zor günleri de atlatacaktır.
Tüm dünyada, hatta en güçlü, en zengin, en refah ülkelerde dahi bu tür zorluklar yaşanmaya devam ediyor.
Bu durum elbette Türkiye’yi de etkileyecektir...
Ama bunlar aşılmayacak sorunlar değil, bunun için biraz zamana ve halkın sabrına ihtiyaç var.
Eğitim, sağlık, ulaşım, savunma, askeri, sosyal, kültürel ve daha pek çok alanda elde edilmiş kazanımlar bunun bir göstergesidir.
Bu sorunları da ülke olarak millet olarak aşacağız..
Siyasilerin provoke, tahrik edici, fitne ve yalan dolu siyasetlerine kanmadan, devletinin yanında dik durarak bu sorunları aşabiliriz.
Sadece eleştirmeyi, kötülemeyi, iftira atmayı, yalan söylemeyi adet edinmiş siyasetçiler, bu ülkeye bir şey kazandırmadığı gibi, bu ülkeyi felaketin eşiğine de götürebilirler...
Halkın aklıyla alay eden, aylardır bir aday çıkarmaktan aciz, seviyesiz, beceriksiz, vasıfsız, bir halt bilmeyen, devlet nasıl yönetilir, nasıl idare edilir anlamayan, devlet adabını geleneğini töresini hayatına koymayan siyasetçiler, bu ülkeye zaman kaybettirdiği gibi, ülkeye tek bir kazanım dahi yapamazlar...
Terazinin iki kefesi var.
Sizin için hangisi daha ağır basıyorsa onunla yolunuza devam edin.
Aksi halde İstanbul halkı gibi büyük pişmanlıkları yeniden yaşayabiliriz...