Sürücü olsun yaya olsun hepimiz bir şekilde trafik kurallarının içindeyiz.

Hali hazırda uygulanan Trafik Kuralları sadece araç sürücüler için midir diye de zaman zaman meraklanmaktayız. Oysa trafik kuralları hem araç sürücüleri hem yaralar için geçerlidir.

Geçerli olan trafik kurallarına uymak, hem trafik akışını sağlıklı hale getirir hem de kazaları önler. Konu buraya kadar normal. Ama ilimizde bu konunun normal gitmediği yerler de var.

Örneğin, İstasyon Caddesi olarak bildiğimiz cadde başta olmak üzere birçok ana yolda yayaların özellikle Trafik kurallarına uymadığını gözlemlemekteyiz. Caddelerde yaya geçitleri var. Bunun yanında ışıklı kontrollü geçitler de var. Ancak buna rağmen kurallara uymamayı alışkanlık haline getiren ve araç sürücülerini zor durumda bırakmak gibi bir de alışkanlığımız var.

Ana caddelerde uygunsuz park eden araçlar trafik ekiplerince, trafiğin akışının sürekliliği sağlanmaya çalışılmaktadır. Kurallara uymayan sürücüler için caydırıcı olarak trafik cezaları uygulanmaktadır. Araç sürücüleri bazıları müstesna olmak kaydıyla, bu konuda dikkatli ve özenli diyebiliriz.

Ancak madalyonun diğer yüzüne baktığımızda, yani yayalar açısından bakıldığında ise, Malatya’nın meşhur hikayesinde olduğu gibi ‘her yer teşt’ mantığıyla hareket ediliyor dersek mübalağa etmiş sayılmayız herhalde.

Cadde üzerinde kısa bir yürüyüş yaptığınızda yayaların Trafik ışığından veya yaya geçidini kullanmak gibi bir alışkanlığı olmadığını gözlemleyebilirsiniz.

Yayalar için yaya geçidinde öncelik olduğuna dair yapılan kamu sporları ve bilgilendirmenin yapıldığını bilmekteyiz.

Ancak yayaların bu önceliği yaya geçidinde kullanmak yerine yaya geçitline veya trafik ışığına 5-10 metre kala yola çıktığını, yol veren araçların önünden ise sanki yürüyüşe çıkmış edası ile aheste aheste salınarak geçtiklerine hepimiz şahit oluyoruz.

Araç sürücüleri mecburen trafik içinde de olsa durarak yol vermek zorunda kalıyor. Ceza uygulamaları araç sürücülerine caydırıcı olarak veriliyor. Peki yayalar için, hatta akrobasi hareketleri yaparak sürücülerin korkulu haline gelen bisiklet sürücülerine ne demeli.

İlimizde trafiği tehlikeye sokan bir diğer husus ise bazı, bisiklet, elektrikli scoter ve motosiklet kullanıcıları, Bu kullanıcıların kişisel koruyucu ekipmanlarına sahip ve kurallara uyan bireylerin çok az olduğu gözlemlerimiz arasında yer almaktadır.

Biz bir vatandaş olarak can güvenliğimiz için ve de vatandaş olarak sorumluluk sahibi olmalıyız. Dolaysıyla başkasına ve kendimize zarar verici eylemlerden kaçınmalıyız. Bu bir öneri değil kaçınılmaz bir toplum kuralıdır.

Malatya olarak elbirliğiyle seyreden içerisinde can ve mal güvenliğimiz için azami dikkat ve özen göstermeliyiz. Kurallara uymada hem çevremize örnek davranışlar sergilemeliyiz.

Bu farkındalığın artırılması için de uyarı ve ikaz konusunda Trafik Polislerimizin daha fazla desteğine de ihtiyacımız olduğunu da belirtmek isterim.