Siyasi kariyerlerinde bitmek bilmeyen boş vaatler bulunan bir parti çıkıyor, yüz yılda yapılamayacak eserleri, çalışmaları, projeleri, planları ortaya koyan, belki binlerce, belki on binlerce eser ve yapı ortaya koyan, inşa eden, insanlığın hizmetine sunan bir iktidara olmadık bahanelerle karalamaya, iftira atmaya çalışıyor...
Ömürlerinde bir tane bile hayırlı ve faydalı eseri bulunmayan siyasetçiler, bugün mazlum dünyaya umut olmuş, İslam aleminin lider olarak gösterdiği, Türkiye’yi de hayal edilemeyecek kadar ileriye taşıyan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kötü yönetici, diktatör ve saray sevdalısı olarak suçlama haddinde bulunuyor...
Zamanında bulunduğu kurumu ve birimi zarara ve ziyana sokan, alt üst eden bir adam çıkıyor, çok büyük işler başarmışçasına, büyük hizmetler ortaya koymuşçasına yüksekten konuşmaya, halkı provoke etmeye çalışıyor...
Türkiye’deki bürokratları, memurları, emeklileri, çalışanları, isyana, başkaldırıya, bozgunculuğa, kaosa teşvik eden bir siyasetçi düşünün. Hayatında bir tek hayırlı işi olmamış, tek bir eserde imzası olmayan bir siyasetçi düşünün. Siyasi kariyeri boyunca tek bir hayırlı söz işitmediğiniz, doğrulukta tek bir sözü olmayan, sözünü yerine getirmeyen, hiç seçim kazanmamış bir parti liderini düşünün...
Düşündüğünüz kişiyi şöyle bir karşısınız da oturtun ve bu ülke için ne yaptığını sorun. Bu ülkeye ne hizmetler ortaya koyduğunu sorun. Bir tane başarılı çalışması, politikası veya planını anlatmasını söyleyin. İktidar olmak için hangi vasıflara sahip olduğunu veya hangi hizmetleri hayata geçirdiğini anlatmasını söyleyin.
Veya tüm bunları bir kenara bırakın, ona hala körü körüne bağlı olan, bu kadar seçim kaybetmesine rağmen hala oyunu veren, bir başarı ortaya koyamamış partililere, neden hala bu adamı desteklediğinizi sorun. Yıllardır neden bu koltuğu işgal ettiğini sorun. Kendi partilileri dışında her hangi bir vatandaşa faydasının dokunup dokunmadığını sorun...
Bu sorularla kimi kastettiğimi ve kimleri işaret ettiğimi anlamış olmalısınız. Hatta şu sorunların yanına bir kaçını da daha bu siyasetçiye sorun. Elinizdeki belediyelerde halka hizmet etme ve güzel projeler inşa etme imkanınız vardı, mevcut olan işçileri de işten çıkarmayabilirdiniz, namus sözünüzü yerine getirebilirdiniz, halkın güvenini kazanabilirdiniz, iktidar için alternatif olma şansını elde edebilirdiniz, neden bunları yapmadınız, neden bu fırsatı değerlendirmediniz, halka hizmet bir tarafa halka neden eziyet ve çile çektirdiniz?
Cumhurbaşkanlığı sıfatına layık olabilmenin en önemli şartları; halka kendini sevdirmek, halkın güvenini kazanmak, halka büyük hizmetlerde bulunmak, ülkesini ve milletini sevebilmektir...
Bu vasıfların hepsine veya bir tanesine dahi layık Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında bir siyasetçi gösterin. Yok kardeşim yok
İşin garibi 5 tane sağ partili lider, kendilerinden lider olmayacağını bildikleri için bir sol partili lideri iktidara taşımak için her şeyi yapıyor. Lider olamayacaksan, seçime dimdik tek başına çıkamayacaksan, Cumhurbaşkanlığı için yarışamayacaksan, ne diye siyasi parti lideri oldun. Şükür ki dilleri söylemese bile, beden dilleri ve davranışları onların cumhurbaşkanlığına layık olmadığını ifade ediyor...
Artık Türkiye’nin daha ileri görüşlü, daha namuslu, sözünü eri muhalefet partilerine ihtiyaç var. Ne yazık ki şuan Türkiye’de bir kişi hariç bu vasıflarda muhalefet lideri yok. O da en dar zamanda cumhurbaşkanının ve ülkesinin yanında dimdik duran Devlet Bahçeli’dir... vesselam...