Selahattin Gürkan’ın bir ev ziyareti esnasında yaptığı konuşma basında ve sosyal medyada büyük ses getirdi.

Gürkan’a yönelik tepkilerin büyümesi üzerine ben de meseleyi incelemeye karar verdim.

Çünkü daha önce katıldığı bir programda söylediği sözler de bağlamından koparılmış; aslında söylemek istediği şeyden bambaşka noktaya çekilerek sosyal medyada linç edilmişti!

Öncelikle ne niyetle çekilip servis edildiğini bilmediğim bu videoyu izleyince ilk dikkatimi çeken şu oldu: Videonun başı yok. Yani konu nasıl açılıyor, nereden buraya geliyor, bilinmiyor.

Sadece belli bir kısmı alınıp, yayınlanıyor. O da bağlamdan kopuk bir şekilde.

Tepkiye sebep olan, ancak kimsenin ‘’Yahu bu konuşmada bir eksiklik var, en başında neler söyleniyor’’ diye sormadığı kısımlarda Selahattin Gürkan şunları söylüyor:

"Ben de bir bilim adamıyım, bende öğretmenim bu Naci Görür var onun açıklamaları tabi deprem fay hatları var bu bilimsel raporlar... Ama Cenab-ı Allah’ın Kuran’ı Kerim de ayetleri var, insanlara nasihatleri var. İnsanoğlu ne zaman azmışsa buna benzer felaketlerle karşı karşıya kalmıştır. Onun için biz kendi durumumuzu düzeltmedikçe Allah bizim durumumuzu düzeltmez. Ayeti kerimede var ‘Bir Millet kendini düzeltmedikçe Allah o milletin durumunu düzeltmez. Ben hepinize teşekkür ediyorum. Ama bizim vatandaşlarımız çok kadirşinas vatandaş. Ben vatandaşımızda en ufak böyle bir şey görmedim. Bu tarz provakatif şeyler bin kişiden, on bin kişiden biri çıkıyor. O da çıkacak ki o binlerce insanın kıymetini bilelim.”

Peki bu ifadeleri sadece belediye başkanı mı söylüyor?

Acaba depremin hemen ardından ev kiralarını 10 bine yükseltenlere ‘’ Hâlâ ıslah olmuyorlar’’ diyenlerle belediye başkanına kızanlar aynı insanlar değil mi?

Üstelik konuşma bağlamından kopuk olmazsa esas mesele daha net anlaşılacak. ‘’ Ama bizim vatandaşlarımız çok kadirşinas vatandaş. Ben vatandaşımızda en ufak böyle bir şey görmedim. Bu tarz provakatif şeyler bin kişiden, on bin kişiden biri çıkıyor. O da çıkacak ki o binlerce insanın kıymetini bilelim’’ sözleri şayet anlaşılırsa, niçin bu sözleri söylemiş olduğu da ortaya çıkar.

İki milyona yakın takipçisi olan bir bilim adamının da sırf ismi geçti diye meseleyi anlamadan twit atarak, Malatya halkına “belediye başkanını size şikayet ediyorum” demesi bence oldukça üzücü.

Zaten bizim ülkemizde bazı insanlar tabu haline getirilip sözleri dogma gibi kabul edildiğinden, araştırmadan, etmeden linçe girişen onlarca kişi taarruza geçiyor bir tweete bakarak.

Fakat sosyal medya kullanıcısı beyler, bayanlar!

Başını,sonunu bilmeden insanları (nasıl olsa siyasetçi, hem de benimle aynı partiden de değil) diyerek linç edip hakkında hakarete varan şeyler yazıp söylerseniz, bunun bir de kul hakkı boyutu vardır, ahirete inanıyorsanız, Allah korkunuz varsa!

Eleştireceksek şayet, şehrin problemleri çok.

Yazılarıma bakın…

Geziyor, görüyor, yeri geldiğinde yazıyorum, adabınca.

Belediye başkanı ile de tek kelam etmişliğim yok.

Mantalite olarak da bambaşka noktalarda olduğumuzu düşünüyorum.

Ama her şeyden önce adil olmalı, hakkaniyetle hareket etmeliyiz.

Çünkü Rabbimiz bizden bunu istiyor.

Depremlerin bizler için uyarı olduğunu söylemek,toplumsal bir bozulmuşluktan yakınmak , depremden etkilenenlerin kusurlu, günahkar olduğu anlamına gelmiyor.

Çünkü bizim inancımızda depremde imanı ile ölen şehit hükmündedir.

Bir deprem bir şehri ya da şehirleri vurunca orada yaşayan hiçbir insanı ayırt etmiyor.

Deprem gecesi sağcısı, solcusu, alevisi ,sünnisi, Türkü, Kürdü ,Arabı aynı ateşin etrafında ısınıp sabahlamadık mı?

Hepimizin kızdığı sosyal bozukluklar aynı şeyler değil mi?

Salgından sonra, depremin ardından fiyatları arttıranlar, eşyaları yağmalayanlar, insanlara hâlâ zarar vermeyi düşünenler,verdiği oy için depremzedelere hakaret edip ‘Oh Olsun’ diyenler bu toplumun keneleri değil mi?

Onların ıslah olmamasından yakınmakta bence anlaşılır bir durum olmalı.

Selam ve dua ile…