Türkiye’de en kutlu makam Cumhurbaşkanlığı’dır hiç şüphesiz. 2023 yılı seçimleri Türkiye’nin kaderini yeniden yazacak bir seçim olacaktır. Bu kaderi kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmeye çalışan bir masa, bu makamı elde etmek için her türlü girişimde bulunuyor...

Hatta talimatlar, danışmanlar, projeler, planlar bile okyanus ötesinden geliyor. Bu makamı elde etmek için her türlü ülke, kişi ve para sahipleri ile işbirliğine giren bu masa, Türkiye’yi mevcut bulunduğu eksenden çıkarıp, batının güdümünde ve kontrolünde olan bir ülke konumuna getirmek istiyor...

Talimatlar olduğu gibi operasyonlar da okyanus ötesinden yapılıyor. Açıkça o masadaki en güçlü adaya sen 10 seçim kaybettin, kazanma şansın yok, bu seçim son şansımız, bizim adayımız başka direk, başka birini ön plana çıkardılar...

Bahsi geçen bu kişi kontrollü bir mağdur. Yargı önünde suçlu bulunan bu kişi adeta bir kahramanmış gibi lanse edildi. Kamuya, devlete çalışan devlet görevlilerine hakaret ve suçlamalarda bulunan bu kişi, yargı önünde hak ettiği bir cezaya çarptırılırken, bu kişiyi kahramanmış edası ile İstanbul’da gövde gösterisi yaptılar...

Öyle ki muhalefet yanlısı ne kadar sanatçı, akademisyen, yazar, entelektüel varsa, hepsi bu kişinin Cumhurbaşkanı adayı olabileceğini, hatta olması gerektiğini sosyal medyadan paylaştılar...

Hatta bu kişiler, ne darbelerde ne terör saldırılarında ne felaketlerde, ne şehitler olduğu zaman ortalıkta olmayan, ülkenin en zor durumlarında bile köşesine çekilmiş, milli bir duruş sergilememişlerdir...

Bugün de çıkıp, yargı önünde suçlu bulunan bu suçluyu, Cumhurbaşkanlığına layık görerek destekleyeceklerini söylediler...

Bu kişiyi daha çok Cumhurbaşkanı Erdoğan ile kıyaslamaya çalıştılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Başbakanlık öncesi cezaevine girmişti. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan meydanlarda sadece bir şiir okuduğu için yargılanmış ve haksız yere cezaevine konmuştu...

Devleti, kurumlarını, devlet adamlarını, milletin seçtiklerini hedef alan, hakaret eden, aşağılayan, küçük gören bu suçlu, nasıl olursa Türkiye’nin en kutlu makamına layık görülerek aday gösterilebiliyor?

Elbette talimat okyanus ötesinden. Yaklaşık bir senedir kendi aralarında bir aday seçmekte zorlanan bu masa, bir aday çıkaramayacağı anlaşılınca düğmeye basıldı ve bir sahte kahraman oluşturuldu...

Daha önce 15 Temmuz darbesine kontrollü darbe diyen tayfa, bugün de sahte ve kontrollü bir mağdur ortaya çıkararak Türkiye’nin en kutlu makamına göz diktiler...

Türkiye’yi kendi kontrolüne almak isteyen okyanus ötesi, elbette kesin bir aday için bugün müthiş bir operasyon yaptı. Amaçları, bu adaylarını önce halkın gözünde mağdur göstermek ve bir kurtarıcı olarak ülkenin başına getirmektir...

Ama halk bu sahte operasyonu yemez, yemedi de. Türkiye’yi artık hiç kimse kendi eksenine çeviremeyecek, engelleyemeyecek, önleyemeyecektir. Bugün o eski güçsüz, zayıf, kendi memuruna bile maaş ödemekten aciz, kendi vatandaşını bile tedavi edemeyecek ilaç veremeyecek durumda olan, batının masalarında iki büklüm duran bir Türkiye yok artık...

Türkiye sahte kahramanlarla değil, 20 yıllık büyük hizmetler eden, Türkiye’yi saygın ve tanınmış bir konuma getiren, güçlü, kendine yeten bir ülke konumuna getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan gibiler yönetebilir...

Veya Türkiye’yi talimatla aday gösterilen kontrollü mağdurlar değil, milli iradeyi tam olarak temsil eden Erdoğanlar yönetecektir...