Malatya'da Sessiz Yürüyüşün 47. Haftasında İsrail’e tepki için Kernek meydanında program düzenlendi. Kanalboyu başlangıcından Kernek meydanına kadar gerçekleşen yürüyüşün ardından, Kernek meydanına basın açıklaması gerçekleştirildi.
İntorn Doktor Harun Kaynak konuşmasına Ahzap Suresinin 23.Ayet mealini okuyarak başladı.
“Bismillahirrahmanirrahim. Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirip şehid olmuştur. Bir kısmı da şehid olmayı beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir”
Bir Yıldır Zulüm ve İşgal Devam Ediyor
Dr. Harun Kaynak yaptığı açıklamada şunları söyledi.
“Sessiz Yürüyüşümüzün 47. haftasında yalnızlığa terkedilen, barbar İsrail ordusu tarafından zulme uğrayan buna rağmen davasında tereddüt etmeyen insanlığın onurunu temsil eden Gazzeli kardeşlerimiz için buradayız. Soykırım tam 364 gündür devam ediyor. İnsan haklarının, özgürlüklerinin konuşulduğu sözde teknoloji çağı denilen bu zamanda işgalci İsrail kirli çıkarları ve menfaatleri uğruna bebek, çocuk, kadın, yaşlı demiyor katletmeye devam ediyor. Bugün Selahaddin Eyyubi’nin “Kudüs işgal altındayken nasıl gülebilirim ki” dediği gün. Artık gülmeye, eğlenmeye, Kudüs’ten başka bir şey düşünmeye zaman kalmamıştır. Biz hekimler, sağlık çalışanları ve zulme karşı duran onurlu insanlar olarak her alanda desteğimizi sürdüreceğiz.
Vicdanların Sesi Olmak İçin Kıyamdayız
Kalbi Filistin için atan, yüreği Gazze’de çarpan, Filistin halkının acısını yüreğinde taşıyan vicdan sahibi değerli Müslümanlar; ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Kudüs için, bombardıman altındaki Gazze için buradayız! Şehit olan tüm kardeşlerimiz için, gözü yaşlı analar, bağrı yanık babalar, ağzı süt kokan bebekler için buradayız. Vicdanların sesi olmak için kıyamdayız!" 2 milyarlık islam ümmetinin onurunu, izzetini, namusunu savunmak gibi ağır bir yükü omuzlayan 2 milyonluk Gazze halkı ve onun hekim ve sağlık çalışanları üzerine düşen mücadeleyi hakkıyla yerine getirirken, dünyanın geri kalanı bu zulmü bir film gibi seyrediyor. Bizler gibi bu zulmü kabullenmeyen, zulüm karşısında ben ne yapmalıyım diyen onurlu her bir birey için Boykot çağrımızı yineliyoruz. Boykot haksızlığa karşı bir duruş, bir haykırış ve meydan okumadır.
Gemilere İzin Verilmesin
Katillerin en büyük güç kaynağı olan iktisat gücüne karşı açılmış bir savaştır. Boykot her bireyin üzerine zaruret olmasıyla beraber buradan yöneticilerimize de seslenmek istiyoruz: Hastanelerimizde zulme gizli ya da açıktan destek veren hiçbir firmanın ilaçlarını istemiyoruz . Türkiye üzerinden İsrail’e petrol akışının durdurulmasını ve Türkiye'den giden Ticari gemilere izin verilmemesini talep ediyoruz. Şuna emin olun ki, bu taleplerin yerine getirilmesi için ödeyeceğiniz her türlü bedelin altına bizler hekim ve sağlık çalışanları olarak ve bu davaya gönül vermiş tüm bireyler olarak bedenimizi ve ruhumuzu koymaya hazırız. Dünyadaki tek özgür kara parçası olan Gazze’ye ve onurlu ve hür insanlarına selam olsun… Kanıksamayacağız, Normalleştirmeyeceğiz, Sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız!”