Kazgan, açıklamasında şunları söyledi:
"Açıklanan enflasyon oranlarının kabul edilebilir bir yanı yoktur. Gerçek enflasyon ile açıklanan enflasyon arasında büyük bir uçurum var. Emeklilere yapılan düşük zamlar, yoksulları daha da zor duruma sokuyor. İşçilerin alım gücü hızla düşerken, işverenlerin payı her geçen gün artıyor. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozuluyor; Türkiye, gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa'da birinci, dünyada ise 28. sırada. Gerçek enflasyon oranları açıklanmadıkça bu eşitsizlik daha da artacak. Enflasyonun yükselmesinde sorumluluğu olmayan işçilerden, enflasyonu düşürmek için fedakarlık beklenmemelidir. Tasarruf Tedbirleri Genelgesi ile çalışanların servis ve diğer haklarının kaldırılması kabul edilemez. Bu haklar toplu iş sözleşmeleri ile kazanılmış haklardır ve genelge ile ortadan kaldırılamaz. Tasarruf, kamu israfının engellenmesi ile sağlanmalıdır, işçiler enflasyonun nedeni değil mağdurudur."
Gelir Vergisi Oranlarının Yeniden Düzenlenmesi Çağrısı
Hikmet Kazgan, vergi adaletinin sağlanması gerektiğini belirterek,
"Bu ülkenin kaynaklarını kullanarak servet elde edenler, topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmeli ve kazançları oranında vergi ödemelidir. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları acil olarak güncellenmelidir. Gelir vergisi tarifesi, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır," dedi.
Sözleşme Protokollerinin Eşzamanlı Yapılması Gerektiği Vurgusu
Kazgan, ayrıca 2023 Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinin farklı yürürlük başlangıç tarihlerine sahip olmasının, enflasyon farkından dolayı ücret zararı yarattığını belirtti.
"Çerçeve protokol kapsamındaki işçileri doğrudan etkileyen bu sorun, işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır. Acilen ek bir çerçeve anlaşma protokolü yapılmalı ve bu sorun çözülmelidir," ifadelerini kullandı.
Emekçilerin Talepleri Dile Getirildi
Kazgan, açıklamasının sonunda TÜRK-İŞ olarak işçilerin ve emeklilerin insana yakışır koşullarda yaşaması için mücadele ettiklerini vurgulayarak,
"Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, adaletsiz vergi sistemi, işsizlik, kayıt dışı istihdam ve güvencesiz çalıştırma sorunları altında ezilmeyeceğiz. Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz," dedi. Ayrıca, 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçilerin haklarının savunulmaya devam edileceğini ve KİT’ler ile kamuda taşeron işçiliğin sona erene kadar mücadele edeceklerini belirtti.
Açıklamaya, Türk-İş'e bağlı çeşitli iş kollarındaki sendika temsilcileri ve kalabalık bir işçi grubu katıldı.