Turgut Özal, üniversitesi konferans salonunda düzenlenen anma töreninde konuşan,Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, Merhum Özal’ı şu ifadeleri kullanarak anlattı:

“Ülkemizde 1987’den 2015’e kadar Devlet Bakanlıkları, Adalet Bakanlığı ve son olarak da Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı yapan çok değerli büyüğümüz Zengin Çiçek Beyefendi'ye davetimize icabet ederek ikinci Cumhurbaşkanımız Merhum Turgut Özal'ın 31. seneyi devresinde düzenlemiş olduğumuz programa katıldığı için hepinizin huzurunda saygılarımı ve şükranlarımı iletmek istiyorum. Rahmetli Turgut Özal, Türkiye'de bir döneme damgasını vurmuş, büyük bir dönüşüm hareketinin gerçekleştirilmiş, siyaset ve devlet adamıdır. Özal, vizyonuyla Türk siyasetinde farklı bir çizgi geliştirilmiş, Türk toplumunu sürekli yeni kararlarla tanıştırmıştır. Türk siyasetini dönem, dönem olarak aktarmak doğru bir yaklaşımdır. Özal, ekonominin iç ve dış siyasetiyle yeni bir dönemi ve yeni kavramları hayatımıza yerleştirmiştir. Onun oluşturduğu zihniyet dönüşümü daha sonraki dönemlerde siyasetimize de yön vermiş ve Türkiye belirlediği kriterlerle yoluna devam etmiştir. Bu durum ciddi vizyonun Türkiye için ne kadar isabetli olduğunu da göstermektedir. Bu anlayışla Türkiye kamuoyunu kırarak dünya siyasetinde de hak ettiği mevkiye ulaşmıştır.

Ekonomide Önemli Kararlara İmza Atıldı

Özal ekonomik anlamda çok büyük dönemi yapmıştır. 1980 öncesinde yokluklar ülkesi olarak nitelendirilen Türkiye'de, piyasa ekonomisine geçiş sağlamış ve sosyoekonomik alanda birçok tabuyu yıkarak büyük bir dönüşümü gerçekleştirmiştir. Türkiye'de Özal'ın başkan olduğu yıllar dünyanın ekonomik yapılandığı bir dönemdir. Özal daha devlet planlama teşkilatı müsteşarı iken Türk parasını koruma mevzuatının değiştirilmesi gerektiğini düşünüyordu. 29 Aralık 1983’te Özal'ın yaptığı en önemli iş döviz bulundurmayı suçlayan mevzuatı değiştirmek oldu. Döviz ve TL ile birlikte Altın ithali ve ihracın serbest bırakılınca Türkiye gerilemedi. Aksine ekonomi hızla gelişmeye başladı. Uzun yıllar kimsenin cesaret edemediği bir değişikliği içeren bu karar Türkiye'nin dünyayla bütünleşmesinin anahtarı oldu. Ve bütün ekonomik reformların temelini oluşturdu. Türk insanının düşünce değiştirerek dünya standartlarında çağdaş bir yaşam kalitesini aramaya özendirdi. Açık fikirli ve özgüven sahibi olan Özal ekonomik olarak güçlü olan bir ilçe siyasi anlamında güçlü olacaktır sloganıyla yola çıkmış ve ülke ekonomisinin doğru bir yola oturtulmasının Türkiye'nin uluslararası prestijinin yeniden yükselmeye başlamasına imkan tanıyacağını sürekli vurgulamıştır.”

Türkiye’nin Ufkunu Genişletti


Vali Ersin Yazıcı, ise konuşmasında Merhum Özal’ı şu ifadelerle anlattı:

“Büyük devlet adamımız, Malatyalı hemşerimiz. Rahmetli Turgut Özal'ı anmak için bir araya geldik Öncelikle rahmetle, minnetle kendisine yad etmek ve anmak istiyorum. 1993 yılında Ankara'daki cenaze törenine katılma imkânı da bulmuş, birisi olarak rahmetli Özal'ın Devlet adamımızın Türkiye'yi değiştirdiği, dönüştürdüğü, Türkiye'nin ufkunu açtığı Türkiye'nin adeta istikametini, yönünü, raylarını değiştirdiği dönemde sizler gibi üniversite öğrencisiydim. 1986 yılında başlayan İstanbul Üniversitesi Siyasal bilgiler fakültesi öğrenciliği Turgut Özal'ın başbakanlık yaptığı yıllara denk geliyor. O dönem için çok farkında değildik. Ama bugünlere geldiğimizde 80’li yıllarda, 83’ten itibaren Türkiye'nin nasıl değiştirdiğini, istikametini ne kadar büyüttüğünü, ufkunu ne kadar genişlettiğini daha sonra çok daha iyi müşahede ettik. Büyük devlet adamı, ama dünyayı yakalamış, dünyanın o günkü en öndeki bütün teknolojisini, düşünce anlamında her türlü iktisadi ve bilimsel düşünceyi yakalayabilen ve Türk milletine bu büyük millete bunu kabul etti bu vizyonu veren, yönlendiren bir devlet adamı. Minnettarız. 24 Ocak kararlarıyla sunumları vardı. Türkiye'nin ekonomi anlayışı liberal ekonomiye geçişle birlikte siyasette, sosyal alandaki liberalleşme, Türkiye, Türk gencinin, Türk insanının çağı yakalama arzusu ve diğer taraftan da tarihten aldığı güçle, Türklerin, Türk devletinin dünyada var olduğu, güçlü olduğunu bir kez daha dünyaya yavaş yavaş gösterdiği ispatladığı dönemlerdi. Özallı dönemler. Bu dönemin içerisinde saygıdeğer başkanımız sayın Cemil Çiçek de var. O ekibin içerisinde Sayın Cemil Çiçek de o ekiple birlikte Türkiye'nin makas değiştirdiği ufkunu yedi ufuklar yakaladığı vizyonunu değiştirdiği dönemin mimarlarından Sayın Özal'ın ekibinden birisidir.


Özal Dönemindeki Kazanımımızın Yeteri Kadar Farkında Değiliz

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi ve eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ise konuşmasında şunları söyledi:

“Biz de hatıra anlatacak noktaya geldiğimizi sanıyorum. Siyaseten parti çatısı altında ilk başta mücadele ettik. İlk zamanlarda Türkiye'de şarbon bir hitap tarzı var. Otuzlu yaşlarının başı. İşte Sayın valim, sayın Garnizon Komutanım, sayın belediye başkanım, Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girdik. Bu birinci yüzyılda bu ülkenin çok önemli kazanımları var. Olanları o günün şartlarında değerlendirdiğinizde Türkiye epeyi bir mesafe kat etti. İnkâr etmeye gerek yok. Emeği geçenlere, hizmet edenlere, her görevde, her sıfatta, her meslek grubunda olanlara şükran borcumuz var. Nedense çeşitli sebeplerden dolayı 1. yüzyılda 3 önemli kazanımımızın yeteri kadar farkında değiliz. Evvela bunun farkında olmalıyız. Çünkü Allah'ın verdiğine şükretmeyen, devletin yaptıklarına, bir kısım insanlar hizmetlere teşekkür etmesini bilmeyen toplumlar sıkıntılar yaşar. Bu 3 önemli kazanımdan bir tanesi milli mücadeledir. Eğer milli mücadeleyi başaramasaydık o Kurtuluş Savaşı'ndan muzaffer olarak çıkmasaydı bugün burada bu top yapamazdık. O nedenle en başta, her vesileyle, her fırsatta lafın gelişi olarak değil, bir kısım endişeleri bertaraf etmek için değil, samimi, kalpten, gönülden, milli mücadelenin başta Atatürk, silah arkadaşları ve gazilerimizi, şehitlerimizi, rahmet ve minnetle anmamız gerekiyor. İkincisi geçen yüzyılda Türkiye’nin cumhuriyete kavuşmuş olmasıdır. Cumhuriyet olmasaydı bu kürsüde belki konuşamayacaktık. Cumhuriyet milletimizin en önemli kazanımlarından birisidir. Üçüncüsü de demokrasidir. Bazı önemli kazanımların var iken değerini anlamak mümkün değildir. Yokluğunda bunların gerçek değeri ortaya çıkar. Allah bunları da kaybettirmesin. Darbeler dönemini kendi hayatında yaşamış bir insan olarak, demokrasinin ne kadar önemli biz hizmet olduğunu, önemli bir kazanım olduğunu bu vesile ile bir kez daha ifade etmek istiyorum. Milli mücadelemizin kahramanlarını, Cumhuriyet ve Demokrasiyi bize kazandıranları, şehitlerimizi, gazilerimizi ve bu güne kadar ülkemize hizmet etmiş devlet ve siyaset adamlarını, toplantımız vesile olan Rahmetli Özal’ı ve depremde hayatını kaybeden kardeşlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.

Özal, Yakın Siyasi Tarihimizin En Önemli Simalarından Birisidir


Cemil Çiçek, konuşmasının son bölümünde ise;

“Turgut Özal’ın yakın arkadaşı olarak, onunla birlikte geçen ömrümün şükredilecek bir zaman dilimi olduğunu ifade etmek istiyorum. Üniversitelerimizin yüksek ihtisas tezleriyle, siyaset adamlarının, devlet adamlarımızın doğru anlaşılmasına, gelecek nesillerin ufkunun açılmasına vesile olacak bir araştırma ürünlerini ortaya koyarlarsa son derece faydalı olur diye düşünüyorum. Turgut Özal, yakın siyasi tarihimizin en önemli simalarından birisidir. Bir devlet, bir siyaset adamı olarak. Bunun bu özelliği siyaset aranasında değişik kaynaklardan insanlar siyaset yapmaya çalışır. Turgut Özal hayatın içinden gelen bir siyaset adamıdır. Hiçbir yere yatay geçiş yapmamıştır. Dişieyle tırnağıyla bir memur çocuğu olarak, hayatın bütün zorluklarını da yaşayarak en tepe noktaya kadar gelmiş bir insandır. Hayatında ikbali de görmüş, kahrı da çekmiş birisidir. Elinden tutup siyasete kazandırdığı bazı insanlardan da vefasızlığı da görmüştür. Turgut Özal’ın siyaset yapan insanlardan farkı şudur. Hayatın içinden gelmesidir. Kendinden evvelkiler bir yada 2 alanda tecrübesi olanlardı. Özel her alanda görev yapmış ve tecrübeye dayalı bir devlet adamıdır. Merkezi hükümet açısından bakıldığında DPT müsteşarlığıdır. Dolayısıyla DPT tarihini yazanlar bilir ki devlet planlama denildiğinde ilk akla gelen Turgut Özal’dır. Turgut Özal hangi göreve geldiyse bileğinin hakkıyla gelmiştir. Arkadan iteni yoktur. Torpili taassubu yoktur. Bileğinin hakkıyla bunca insan arasından, bu işi bu insan yapar denildiği için o görevlere gelmiştir. Bunlardan bir tanesi de DPT müsteşarlığıdır. O yıllar planlamanın altın yıllarıdır. Türkiye’nin kalkınma çabalarını sürat kazandığı, siyasetin milletin sorunlarına daha büyük ölçüde egemen olduğu bir dönemi ifade eder. Çok sayıda insan da orada yetişmiştir. Adeta o denemdeki DPT teşkilatı Osmanlıdaki Enderun Mekteplerin günümüze uyarlanmış şeklidir. Devletin en önemli kurumlarından bir tanesi de Başbakanlık Müsteşarlığıdır. Devletin tüm bilgileri oradan geçer” ifadelerini kullandı.