Maden Teknolojisi ve Yer Bilimi uzmanı Serkan İçelli, kumlu ve siltli zeminlerin basınç altında suyun içinde serbest hareket etme eğiliminde olduğunu belirterek, bu durumun deprem anında ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti.

Zeminin statik durumda sağlam olabileceğini ancak dinamik durumda, yani deprem anında, zeminin kayma dalgalarına ve kuvvetine maruz kaldığında geçici olarak mukavemetini kaybederek sıvılaşma potansiyeli taşıdığını ifade eden İçelli,

"Kazma vurulmuyor yahu, çok sağlam dediğimiz zeminlerde dahi derinliklere inildiğinde deprem kayma dalgalarına ve kuvvetine maruz kaldığında geçici olarak katı yerine viskoz (akışkan)sıvı gibi davranırlar.” İfadelerine yer verdi.

Uzman, temel projelerinin zemin özelliklerine uygun hazırlanması gerektiğini belirterek, projelendirme maliyetlerinin düşürülmesi adına deprem riski bölge derecelendirmesinden vazgeçilmemesi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye genelinde deprem riski olan bölgelerin tümünün 1. Derece deprem bölgesi olarak kabul edilmesi gerektiğini savundu.

İçelli,

"Zemin özellikleri, yoğunluk ve yer altı su seviyesinin derinliği belirlenip, sıvılaşma potansiyeli yüksek olan bölgelerde temel projeleri özenle hazırlanmalıdır. Bu, binaların deprem anında daha dirençli olmalarını sağlayacaktır" dedi.

Kaynak: Haber Merkezi